Sayfalar

19 Mayıs 2013 Pazar

Merhaba Tatil


Yaz mevsimi kendini iyiden iyiye göstermeye, ‘merhaba’ demeye başladı.

Kışın o soğuk ve iç karartan kısa günleri, yerini doğanın canlandığı , yeşillendiği, insanın içinin kıpır kıpır oynadığı uzun güneşli günlere bıraktı.

Kışlık giysiler dolaba kalkarken, yazlık giysiler de el altında, göz önünde yerini aldı, yaz, sıcak günler ve ötesi tatil mevsimi göz kırptı.

İnsanlar, her ne kadar bu yıl ağır olmasa da kış mevsiminin kasvetli günlerinde çalışmanın getirdiği yorgunluğu atmak için tatil günlerini sabırsızlıkla bekliyor, planını programını ona göre yapıyor.

Çalışmak kadar tatil yapmak, kafayı dinlendirmek, gelecek kış mevsimine enerji depolamak, insan için, ekmek ve su kadar yaşamsal bir gereksinim.

Varsılı, yoksulu tüm insanlar bütçelerinin elverdiği ölçüde bedenlerinin ihtiyacı olan tatili, dinlenmeyi , gezmeyi gerçekleştirmeli, kendilerini yenilemelidir.

Dar gelirli okurların, ‘tatil, gezme para ile oluyor. Biz de nerede o para?’ yakınmalarını da duyar gibiyim . Bu yakınmalarında haklılık payı da var. Ancak bütçelerini bir parça zorlayarak, diğer harcamalarını bir ölçüde kısıtlayarak, diğer yurttaşlar gibi yaz mevsiminin nimetlerinden yararlanması, tatil yapabilmesi onların da hakkı.

Dar gelirlinin de tatile, gezmeye, ülkesini tanımaya hakkı var. Bütçelerine uygun tur şirketleri aracılığı ile bunu gerçekleştirebilirler. Tatil, gezi artık salt varsıl insanların yararlandığı aktive olmaktan çıktı, çıkıyor.

İşçi, memur, emekli, çiftçi de artık uygun ödeme koşulları ile bu aktiveden yararlanabiliyor. Dar gelirli kesim de gerek yurt içi, gerekse yurt dışın da tatil yapmalı, hem ülkesini hem de Avrupa’nın çeşitli ülkelerindeki tarihi ve doğa güzelliğini yakından görmelidir.

Bırakın yurt dışını, en azından ülkeyi tanımak, doğal ve tarihi güzelliklerine tanıklık etmek, ufkunu genişletmek, yaşamını zenginleştirmek her yurttaşın en doğal hakkı.

Türkiye, bulunduğu konum itibarıyla, doğal güzelliği, tarihi yapıtları, yaylaları, denizleri ile muhteşem bir turizm ülkesi. Türkiye belki de dünyanın en güzel ülkesi. Bunu da fazlasıyla hak ediyor.

İç turizm denilince akla kuşkusuz, başta Bodrum, Çeşme, Antalya, Kaş, Kemer, Marmaris, Fethiye, Çanakkale, Ayvalık olmak üzere Ege ve Akdeniz ile İstanbul geliyor. Yerli turist kadar, yabancı turistlerin de önceliği ikliminden olsa gerek bu bölgeler.

Sürekli Ege ve Akdeniz’de tatil yapanlar, buradan sıkılanlar için bu yıl, Karadeniz iyi bir seçenek olabilir.

Turizmde bir yıldız gibi parlayan Karadeniz, son yıllarda turistlerin ilgi odağı haline gelen, turist sayısını gün geçtikçe artıran yeşilin her tonunu dağında, taşında barındıran sevimli bir bölgemiz.

Diğer bölgelerdeki bunaltıcı havanın aksine, serin iklimi, özellikle yayla turizmi ile Karadeniz iç turizmde sürekli ivme kazanıyor, çıtayı hep yukarıya doğru taşıyor.

Duble yolun avantajı ile Karadeniz’i bir boydan bir boya gezmek artık çok kolay. Sinop, Samsun, Ordu, Giresun, Trabzon, Rize, Artvin ve ilçeleri sahile sanki bir boncuk gibi dizilen, muhteşem doğası ve yeşil yayları ile turisti davet ediyor. Özellikle birbirinden güzel yöresel yemekleri adeta iştah kabartıyor.

Artvin’e gelmişken Sarp sınır kapısından nüfus cüzdanı ile geçerek, eski Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin kültürel özelliğini hala koruyan Gürcistan’ın tarihi Batum kentini ziyaret etmek de olası.

Batum, Türklerin yoğunluğundan neredeyse Türkiye’nin 82. ili gibi. Özellikle, Artvin ve Rizeliler burada çok sayıda işyeri açmış. Günübirlik ziyaretlerden ötürü Batum çarşısında bir tanıdığınızı bile görebilirsiniz. Batum o denli Türkiye ile özdeşleşmiş.

Bu yıl gelin tatilinizi Karadeniz’de geçirin, bölgenin yeşil ile mavinin harmanlandığı, muhteşem doğal güzelliğine tanıklık edin.

Nerede olursanız olsun, ama tatilinizi ihmal etmeyin . Her insanın yurdunu tanımaya, tatile ihtiyacı var.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder