Sayfalar

22 Ocak 2014 Çarşamba

Oscar Heyecanı

Sinemaseverlerin, yedinci sanata gönül verenlerin sonucunu merakla
beklediği Oscar'a aday olan filmler ile oyuncu ve yönetmenler belli
oldu.
Dünya sinemasının en saygın yarışması olarak kabul edilen, 2 Mart'ta
86.kez dağıtılacak Oscar ödüllerine aday olan filmler sinemalarda da
ardı ardına seyircinin karşısına çıkıyor.
Akademi Ödülleri olarak da bilinen Oscar'da bu yıl ''Düzenbaz'',
''Kaptan Phillips'', ''Sınırsızlar Kulübü'', ''Yerçekimi'', ''12
Yıllık Esaret', ''Para Avcısı'', ''Nebraska'', ''Her'', ''Philomena''
En İyi Film Ödülünü kazanabilmek için yarışacak.
''Altın Küre'' de dokuz ödül birden kazanan David O. Russel''in
çektiği ''Düzenbaz'' Oscar'da da favori gösterilse de Steve McQeen'in
yönetmenliğini yaptığı ABD'deki kölelik üzerine çekilmiş en iyi
filmlerden biri olarak değerlendirilen, izlerken düşündüren,
köleliğin temel sorunlarını tüm çıplaklığı ile gözler önüne seren
''12 Yıllık Esaret'', ''En İyi Film'' heykelciğini kapacak gibi
görünüyor.
Eğer, ''12 Yıllık Esaret'' bu dalda birinci olamazsa büyük haksızlık
olur. ''Para Avcısı'', ''Düzenbaz'', ''Sınırsızlar Kulübü'' den biri
de düşük olasılıkla ''En İyi Film Ödülü''nü kazanabilir.
Eğer bu filmlerden biri Akademi jürilerinin tercihi ile birincilik
kürsüsüne oturursa şaşırtıcı görülmemeli. Çünkü Oscar'ın geçmişinde
sinemaseverleri şaşırtan bir çok sonuçlar alınmıştı.
''Fargo'' ve dört Oscar ödüllü ''İhtiyarlara Yer Yok'' gibi kült
filmlerin yönetmeni Ethan Coen-Joel Coen kardeşlerin Cannes Film
Festivali'nde ödüller kazanan sinemaseverlerin de çok şans tanıdığı
''Sen Şarkılarını Söyle'' filminin aday gösterilmemesi ne denli
şaşırtıcı ise, Martin Scorsese'nin ''Para Avcısı''nın aday
gösterilmesi de o denli sürpriz bir karar olarak değerlendirildi.
Cate Blanchett, Amy Adams, Sandra Bullock, Judi Dench, Meryl
Streep'in aday olduğu ''En İyi Kadın Oyuncu ''dalında, Cate Blanchett,
Woody allen'in en başarılı yapıtları arasında gösterilen ''Mavi
Yasemin'' filmindeki müthiş oyunculuğu ile birinciliğe çok yakın
duruyor.
Blanchett'in ardından ''Yerçekimi''ndeki başarısı ile övgü toplayan,
filmi neredeyse tek başına sürükleyen Sandra Bullock'ın da bu dalda
Oscar heykelciğini kucağına alabileceği dillendiriliyor.


-Favori Leonardo DiCaprio-


Chiristan Bale, Bruce Dern, Leonardo DiCaprio, Chiwetel Ejiofor,
Matthew McConaughey'in yarışacağı ''En İyi Erkek Oyuncu''
kategorisinde ise ''Para Avcısı'' filminde yeteneklerini olabildiğince
sergileyen, harika oynayan, Altın Küre'de de bu filmdeki rolü ile
birincilik kazanan Leonordo DiCaprio, Oscar'da da bu başarısını
yineleyecek gibi görünüyor.
''12 Yıllık Esaret''de esir köle Solomon Northup karakterini başarıyla
canlandıran Chiwetel Ejiofor ile ''Sınırsızlar Kulübü''nde uyuşturucu
bağımlısı, AIDS hastası Ron Woodroof rolünü üstlenen ve bu rol için 30
kilo veren Matthew McConaughey de bu dalın diğer favori erkek
oyuncuları.
''Düzenbaz''daki dolandırıcı Irving rolündeki başarısı ile dikkatleri
çeken Chiristan Bale de bir sürprize imza atabilir.
David O.Russell, Alfonso Cuaron, Steve McQueen, Martin Scorsese ile
Alexander Payne'nin aday gösterildiği ''En İyi Yönetmen'' dalında
oldum olası Akademi jürilerinin sempatisini kazanan David O.
Russell'in ödülü kazanacağı ileri sürülüyor.
Bu dalda iddiaların aksine ''Açlık, ''Utanç'' gibi başarılı filmlerin
ardından ''12 Yıllık Esaret'' gibi uzun yıllar unutulmayacak müthiş
bir filmi çeken Steve McQuen'in, ''Para Avcısı''ile Martin
Scorsese'nin, ''Yerçekimi''ile de Meksikalı yönetmen Alfonso Cuaron'ın
bu dalda ipi göğüsleyebilecekleri de otoriteler tarafından
belirtiliyor.
Gönlüm ''En İyi Film'' dalında 12 Yıllık Esaret, ''En İyi Erkek
Oyuncu '' dalında Leonordo DiCaprio veya Chiwetel Ejiofor, ''En İyi
Kadın Oyuncu'' dalında Cate Blanchett veya Sandra Bullock, ''En İyi
Yönetmen'' dalında da Alfonso Cuaron veya Steve McQueen'in almasından
yana.
Bakalım gönlümden geçenlerin kaç tanesi gerçekleşecek. Bunun yanıtını
tüm kamuoyu gibi 2 Mart pazar gecesi öğrenebileceğiz.


-Adaylar Görücüde-


Dünya sinemasının en prestijli ödüllerine aday olan filmlerden''
Yerçekimi'','' Kaptan Phillips ve'' Mavi Yasemin'' sezon başında
seyircinin karşısına çıktı, hatta gösterimden kalktı bile.
Sinemalarda halen ''Düzenbaz'', ''12 Yıllık Esaret'' gösterimde.
Önümüzdeki haftalarda da ''Para Avcısı'', ''Nebraska''', ''Sınırsızlar
Kulübü'', ''Her'', ''Philomena'' yedinci sanat tutkunlarının
karşısına çıkacak.
Oscar öncesi birbirinden güzel bu aday filmleri izlemek, dağıtılacak
ödüller konusunda fikir oluşturmak adına sinemaseverler adına güzel
bir fırsat. Umarın bu fırsatı kaçırmazlar.

14 Ocak 2014 Salı

Türk Sineması Yüz Yaşında

Türk sineması bu yıl yüzüncü yaşını kutluyor. Fuat Uzkınay’ın 14 Kasım 1914’te çektiği ''Ayastefanos’taki Rus Abidesi’nin Yıkılışı’’ Türk sinemasının ilk filmi olarak kabul edilir. Uzkınay’ın filmi sinemamızın başlangıcı da sayılır.
Bir asırdır faaliyette bulunan Türk sinemasının seçkin filmleri, uluslararası yarışmalarda bugüne değin kazandığı çok sayıdaki ödüllerle, Türkiye’nin adından övgü ile söz ettirdi, dünyaya tanıttı, hepimizi gururlandırdı.
Bir asra sığan bu uzun yolculukta Türk sinemasının bugünlere ulaşmasında büyük emeği bulunanların başında, temele ilk harcı atan yönetmenler olarak bilinen Muhsin Ertuğrul ve Orhan Murat Arıburnu ile Ömer Lütfi Akad, Metin Erksan, Memduh Ün, Atıf Yılmaz, Ertem Eğilmez, Osman Fahir Seden yer almaktadır.

Adları ölümsüzleşen bu yönetmenlerin çektiği, ''Bataklı Damın Kızı Aysel’’, ''Vurun Kahpeye’’, ''Kanun Namına’’, ''Gelin'', ''Diyet'', ''Düğün'', ''Kuyu'',''Yılanların Öcü'', ''Susuz Yaz'', ''Üç Arkadaş'', ''Canım Kardeşim'', ''Sevmek Zamanı'', ''Selvi Boylum Al Yazmalım'', ''Hababam Sınıfı'' yüz yaşındaki Türk sinemasının her daim gurur duyulacak baş yapıtlarıdır.

Bu kuşağın ardından Türk sinemasına damgasını vuran, ağırlıklı olarak siyasi içerikli filmler çeken Yılmaz Güney, Şerif Gören, Erden Kıral, Ertem Göreç , Zeki Ökten, Ömer Kavur , Yavuz Özkan, Yavuz Turgul gibi çok başarılı yönetmenlerin''Umut'', ''Arkadaş'', ''Sürü'', ''Yol'', ''Karanlıkta Uyananlar'', ''Maden'', ''Sen Türkülerini Söyle'', ''Kanal'', ''Derman'', '' Köprü'',''Kurbağalar'', ''Tomruk'', ''Eşkıya'' ve diğerleri uluslararası alanlarda sinemamızı başarıyla temsil eden, çok sayıda ödüller kazanan filmleridir.
Günümüzde ise Nuri Bilge Ceylan, Yeşim Ustaoğlu, Çağan Irmak, Derviş Zaim, Fatih Akın, Ferzan Özpetek, Semih Kaplanoğlu, Zeki Demirkubuz, Mahmut Fazıl Coşkun, Reha Erdem, Pelin Esmer, Özcan Alper, Tolga Örnek ve diğer genç yönetmenler, ustalarından aldığı bayrağı ileriye taşıyor, ülkemizi ve sinemamımızı gururla dünyaya tanıtıyor. 

-Yıldız Oyuncular-


Türk sineması yüzyıl gibi çok uzun bir yolculukta başarılı ve yetenekli yönetmenlerin yanı sıra, oynadıkları filmlerle efsaneleşen oyuncularıyla da dikkati çekmektedir.
Muhsin Ertuğrul’un ''Bataklı Damın Kızı Aysel'' filmindeki başarısı hala konuşulan Cahide Sonku ve Muhterem Nur, Leyla Sayar, Neriman Köksal, Suzan Avcı Türk sinemasının unutulmaz kadın oyuncuları olarak hala belleklerdeki canlılığını korumaktadır.
Belgin Doruk, Nebahat Çehre ile ‘’Dört Yonca’’ olarak nitelendirilen Türkan Şoray, Hülya Koçyiğit, Fatma Girik, Filiz Akın da sinemaya damgasını vuran, Yeşilçam ile bütünleşen çok başarılı yıldız oyunculardır.
1980’ler sonrasında ise başta Müjde Ar olmak üzere Hülya Avşar, Hale Soygazi de oynadıkları cesur filmlerle öne çıkan, sinemamızın ''Amazon'' aktiristleridir.
Neredeyse Türk sinemasının ilk erkek oyuncuları kabul edilen Talat Artemel, Cahit Irgat, Agah Hün’ün ardından gelen Sadri Alışık, Ayhan Işık, Fikret Hakan, Ahmet Mekin, Eşref Kolçak, Ekrem Bora, Hulusi Kentmen, Vahi Öz, Erol Taş, Tuncel Kurtiz, ödül avcısı filmlerde canlandırdıkları karakterlerle adeta özdeşleşerek günümüzde de hala övgü ile anılmaktadır.
Çektiği sosyal içerikli filmlerle yeni bir çığır açan, seyirciyi politik sinemayla tanıştırıp bu alanda devrim yapan, her yapıtında verdiği mesajlarla toplumu aydınlatmayı görev üstlenen, istediklerinin tamamını gerçekleştiremeden erken yaşta aramızdan ayrılan Yılmaz Güney’in boşluğu ne yazık ki hala doldurulamadı, doldurulacak gibi de görünmüyor.
''Malkoçoğlu'', ''Kara Murat'' filmlerinin kahramanı Cüneyt Arkın ile ''Tarkan'', ''Karaoğlan'' karakterlerini beyazperdede canlandıran Kartal Tibet, sinemaseverin her daim sevgisini kazanan emekçilerdir.
Hababam Sınıfı'nın ''Ferit''i Tarık Akan, ''İnek Şaban''ı Kemal Sunal ile Kadir İnanır, Şener Şen Türk sinemasının yüz akları ve unutulmazlarıdır.

Günümüzde de pek çok film ve dizilerde rol alan oyuncular arasında, yetenekleri ile öne çıkan, umut vaat edenler sinemamızın geleceği adına umutlandırıyor.
-Sömürülen Sinema Emekçileri-
Bir yandan Türk sinemasının yüzüncü yaşına ulaşması sevindirirken, diğer yandan sinema emekçilerinin ötelenemez sorunlarının çözülememesi, hak ettikleri ilgiyi görememeleri de o denli üzücü.
Tüm vaatlere karşın çözülemeyen öyle büyük bir sorun var ki, kanayan bir yara olarak hala ortada duruyor.
Türk sinemasının temel sorunu özellikle alt rollerdeki oyuncuların, set emekçilerinin sigortasız, çok düşük ücretle, gece gündüz demeden çalışmaları, emeğinin karşılığını alamamalarıdır. 

Sigortasız çalıştıklarından yaşlandıklarında emekli aylığını bile hak edemeyen, yoksul yaşayan, sağlığında yeterli ilgiyi görmeyen emektar oyuncular, set emekçileri, ancak kahve köşelerindeki ölümleri ile medyada haber olunca anımsanabiliyor.
Nitekim, Türk sinemasına çok büyük katkıları olan ''Devlet Sanatçısı'' Fikret Hakan, ''Aldığım 700 liralık emekli maaşı ile geçinemiyorum'' diyerek bu temel sorunu bir kez daha gündeme getirdi.
Sinema işkolunda sendikaların varlığına karşın ortadan kaldırılamayan sömürü düzeni yüz yaşındaki Türk sinemasına hiç ama hiç yakışmıyor.
 Burada asıl görev Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na düşüyor. Bakanlık sektördeki sömürüyü sıkı denetim, yaptırım ve yasal düzenleme ile önlemelidir. 
Çağdaş toplum olmanın öncelikli koşulu sanata ve sanatçıya değer vermek, hakkını teslim etmektir.

Nice yüz yıllara Türk sineması.

2 Ocak 2014 Perşembe

Mucizeye Devam

Yaklaşık 5.5 milyon işçinin geçimini sağladığı yeni asgari ücret 846 liraya yükseltilmesine karşın, beklentilerin altında kalarak burukluk yarattı.

Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nda hükümet ve işveren temsilcilerinin oyları ile belirlenen yeni asgari ücret, 1 Ocak’tan itibaren yüzde 5 artışla brüt 1.071, net 846, 1 Temmuz’dan itibaren de yüzde 6 artışla brüt 1.134, net 891 lira olarak uygulanacak.

Komisyon bu kararı ile asgari ücrete öngörülen yüzde 3+3 zammın bir miktar üzerine çıkmış olsa da, ancak daha önceden açıklandığı gibi yüksek zamla kamuoyunu şaşırtacağı iddiası boş çıktı, hayalden öteye gidemedi.

Komisyonda Türk-İş’in karşı oyuna karşılık saptanan yeni asgari ücretli işçinin ücretinde 1 Ocak’ta net 43, 1 Temmuz’da ise net 45 lira olmak üzere bir yılda net 88 lira artış olacak. İlk 6 ay için belirlenen 43 liralık zam ile işçi tanesi 1.40 (istanbul’da) lira olan 30 simit veya tanesi bir liradan 43 ekmek alabilecek. Yeni yılda asgari ücretli günde bir simitlik zam almış olacak.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) yeni asgari ücretin net 1205 lira olması yönünde komisyona görüş belirtmesine rağmen, bu görüş önceki yıllarda olduğu gibi yine dikkate alınmayarak daha düşük zam ile yeni ücret belirlendi.

Komisyon, bırakın Türk-İş’in talebi olan en düşük memur maaşı olan 1600 lirayı, TÜİK’in önerdiği 1205 lirayı bile ciddiye almayarak, beklentilerin çok uzağında yeni ücreti net 846 lira olarak saptayarak, yine hayal kırıklığı yarattı.

Belirlenen 846 liralık ücret TÜİK’in önerdiği 1205 liranın yaklaşık yüzde 70’ini karşılayabilen düzeyde kaldı. TÜİK’in tespit ettiği rakama göre, asgari ücretle çalışan işçi ayın bir haftasında temel ihtiyaçlarını karşılayamayacak,yani bir hafta aç kalacak.

Bu arada asgari ücrette 16 yaş ayrımının kaldırılması, bu ücretle çalışan üç çocuğu olan işçiye vergi muafiyeti tanınması olumlu bir gelişme. Bu uygulama ile üç çocuğu bulunan asgari ücretli işçinin eline ayda 40-50 lira daha fazla para geçecek.

Aslında bu uygulamadan tüm asgari ücretlinin yararlanması için asgari ücretin vergi dışı bırakılması gerekir. Siyasilerin bu konuda uzlaşmalarına karşın, nedense bu uygulama hayata geçirilemiyor.

Yine komisyon yeni ücretin belirlenmesinde işçinin sadece kendisini dikkate alarak, ailesini görmezden geldi. Ücrete yapılacak zamda bekar işçinin harcama kalıpları veri olarak kullanıldı, evli işçinin ailesi yok sayıldı.

İşçi ve ailesi yoksulluk sınırının 3523, açlık sınırının da 1082 lira olduğu günümüzde