Bir futbol sezonu daha kıran kırana geçen maçlar sonucu Galatasaray’ın şampiyonluğu, Fenerbahçe’nin Türkiye Kupası’nı kucaklaması ile bitti.
Gerek Galatasaray, gerekse Fenerbahçe’nin Avrupa kupalarındaki başarısı yüzlerimizi güldürdü, Türkiye’nin Avrupa futbolundaki sıralamasını üst düzeylere taşıdı. İki takımımızın Avrupa’daki başarısı hepimizi gururlandırsa, göğsümüzü kabartsa da ne yazık ki tribünlerde ve saha dışında ölüme kadar varan istenmeyen olaylar, holigan tutumlar da o denli üzdü.
Fenerbahçe taraftarı Burak Yıldırım’ın Galatasaray maçı sonrası öldürülmesi tüm taraftara ders olacakken, aksine Ankara’da oynanan kupa finalinde Trabzonspor taraftarının, tribün tellerini kırarak sahaya inme girişimleri üzücü olaydan ders alınmadığını bir kez daha gösterdi.
Allahtan polisin aldığı önlem ve sağduyulu davranış yeni bir üzücü olayı engelledi.
Ne oluyor anlamıyorum? Tribünlere takımınızı desteklemeye mi , yoksa döner ve sustalı bıçaklarla birbirinizi kırmaya, öldürmeye mi geliyorsunuz? Sahi nedir bu öfke, kin, düşmanlık? Yıllarca terörden başını kaldıramayan, terörün darbesini en ağır şekilde yiyen, bu ülkenin çocuklarına ne oldu böyle?
Tribün terörü, saha dışı olaylar salt yukarıda verdiğim örneklerle ile sınırlı değil. Artık amatör liglerde bile bu tür olaylar, saldırganlıklar artmaya başladı. İnanın bu yıl televizyonda buna yönelik izlediğim haberlerin sayısını unuttum bile.
Arkadaşlar, kardeşler futbolun bir tutku olduğunu biliyor ve inanıyorum. Taraftarı olduğunuz takımı deplasmanlara bile giderek desteklemek, sahiplenmek en doğal hakkınız. Ancak nedir bu çılgınlık? En acısı cinayete varan bu saldırganlık, düşmanlık niye?
Lütfen centilmence takımınızı destekleyin, alkışlayın. Ama kırarak, dökerek değil. Evde sizleri bekleyen bir aileniz var. Ne olur onları gözü yaşlı bırakmayın.
Tribün terörünün artmasında, salt taraftar kusurlu değil. Şiddetin ve saldırganlığın artmasında, hoşgörünün, sağduyulu davranmanın azalmasında, kuşkusuz yıllardır yaptıkları açıklamalarla ortamı geren, neredeyse taraftarı birbirine düşman edecek tavırlar sergileyen bazı kulüp yöneticilerinin de rolü çok fazla.
Onlar açıklamalarını yapıp, protokol tribününde koltuklarında otururken, olan güçlükle biriktirdiği harçlığı ile bilet alarak tribüne giden, takım sevgisi uğruna biber gazına maruz kalan, sırtına cop inen, hatta cinayete kurban giden garip taraftara oluyor.
Terör, şiddet sadece futbolda değil, son yıllarda basketbol, voleybol, hatta engelli sporcuların maçlarında da o çirkin yüzünü gösterdi. Hele engelli sporcuların maçındaki görüntüler inanın insanın yüzünü kızartacak kadar çirkin ve utanılacak boyuttaydı.
Futbolda terör yalnızca ülkemizin değil, dünya ülkelerinin de sorunu, baş ağrısı. Oralarda da holiganlar birbirlerine giriyor, çatışmalar oluyor, canlar gidiyor. Bu ülkelerde tıpkı Türkiye gibi tribün terörüne çözüm arıyor, ağır yaptırımlar öngören düzenlemeleri hayata geçiriyor.
Sanırım, ülkemizde de önümüzdeki sezonda tribün terörünün önlenmesi amacıyla bir dizi önlemler alınacak, ağır yaptırımlar hayata geçirilecek.
Bu önlemlerin ilk adımı da üzerinde seyircinin adının yazılı olduğu, biletle veya kombineyle onun dışında başka birinin maçlara giremeyeceği ‘Elektronik Bilet’ uygulaması olacak.
Daha ağır yaptırımlar öngören yasal düzenlemelere işlerlik kazandırılacağı yetkililer tarafından dillendiriliyor. İçte ve dışta çeşitli sorunlarla boğuşan, çözüm arayan Türkiye, bir de tribün terörü ile uğraşmasın, enerjisini buraya harcamasın.
Devlet görevlileri, kulüp yöneticileri, oyuncuları, taraftarı, gazetecisi ile birlikte artık buna son demeliyiz. Herkes üstüne düşeni yerine getirerek, tribünleri şiddetten ve düşmanlıktan arındıralım.
Taraftar kardeşim, takımını destekle, sahiplen, ama yıkmadan, kırmadan, dökmeden ve en önemlisi kan dökmeden bunu yerine getir. Yapanı da aranda barındırma, soyutla.
Lütfen, centilmenlik kuralları içinde takımına sahip çık, tribünde alkışlarınla, tezahüratınla takımını destekle, başarılarına ortak ol.
Fenerbahçe taraftarı Burak Yıldırım ile kupa maçı dönüşünde trafik kazasında yaşamlarını yitiren Trabzonsporlu iki taraftara Allahtan rahmet dilerken, ‘’tribündeki şiddete, teröre hayır’’ çağrımı sonuna dek haykırıyorum.