Sayfalar

10 Haziran 2013 Pazartesi

Sosyal Medya




Taksim Gezi Parkı eylemlerinde gençlerin keskin zekaları ile ürettiği sloganlar kadar, iletişim aracı olarak kullandıkları sosyal medya da gündeme damgasını vurdu, etkin gücünü bir kez daha gösterdi.

Devlet yetkililerinin ‘’ en büyük bela’’ olarak nitelendirdiği, özellikle de gençlerin sıkça kullandığı sosyal medya, dünyanın bir ucundan diğer ucunda olanları anında önünüze getiren etkili bir iletişim aracı olmanın yanında, sizi her konuda bilgilendiren çağdaş toplumların adeta olmazsa olmazı.


Bizim gibi orta yaş kuşağının kullanmakta zorlandığı, yanına yaklaşmaya çekindiği sosyal medya teknolojideki aşamanın en son ürünü, en etkili çağdaş bir iletişim aracı.

Gezi Parkı protestolarını yıkmadan, dökmeden, kırmadan gerçekleştiren, aralarına sızmaya çalışan kötü niyetli kişileri alanlardan uzaklaştıran, talepleri ve eylemleri ile toplumda büyük kabul gören, ’90 gençliğini’’ sosyal medya üzerinden suçlamak, bu gençlere yapılan en büyük haksızlık.

Nitekim, sosyal medya üzerinden halkı kışkırttıkları gerekçesiyle gözaltına alınan gençlerin, toplumun yoğun tepkisi üzerine salıverilmesi, gençlere yapılan haksızlığın en büyük göstergesi.

Başbakan Erdoğan ‘en büyük’ bela olarak nitelendirdiği sosyal medyanın, Ankara’ya dönüşünde kendini karşılamaya gelen on binlerce kişiyi Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in twitter hesabından karşılamaya çağırdığını, organize ettiğini umarım görmüş, bu iletişim aracının gücünü bir kez daha anımsamıştır.

Dedim ya, sosyal medya öyle sihirli, etkileyici, güçlü bir iletişim aracı ki bir anda dünyanın bir ucundan bir ucuna haberleşiyor, olanları bitenleri anında öğreniyorsunuz. Yeter ki bu etkin iletişim aracı, kötü amaçlar için kullanılmasın.

Özellikle Taksim Gezi Parkı’nda nöbet tutan, kendini geliştirmiş, olayları, gelişmeleri yakından izleyen, birikimli, donanımlı gençlerin ürettiği sloganları ve pankartları okudukça, bu gençlerin yeteneklerine ve espri anlayışına hayran kalmamak elde değil.

Gazetelerde okuduğunuzu umduğum, burada bir kez daha yinelemek istemediğim sloganlara göz atınca, bu gençlerin çapulcu değil, ülkemizin geleceğinde yarın söz sahibi olacak, yaratıcı, nitelikli pırıl pırıl bir kuşağın geldiğine sevindim, umutlandım.

‘Bu gençler ne istiyor’ demek, taleplerini karşılamak çok mu zor? Sahi bu gençleri coplamadan, sulamadan, gaza boğmadan ne zaman karşımıza alıp, dinleyeceğiz? Bitsin artık bu gerginlik.

Sadece bu gençler mi? Başta Beşiktaş’ın Çarşı grubu olmak üzere, Fenerbahçe ve Galatasaray taraftarının övgü değer davranışı, mesajları da insanın içini ısıtıyor, tribün terörünün önlenmesi adına umutlandırıyor.

Keşke bu davranışları tribünlerde de gösterebilseler, kırmadan can almadan, el ele kol kola maç izleseler. Umarım Gezi Parkı protestosu bir kırılma olur, tribünlerde barış, kardeşlik gerçekleşir.

Erken Seçim

Gezi Protestolarının yoğunluğundan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin ‘2014’te erken seçim yapılsın’’ önerisi yeteri kadar değerlendirilemedi, karşılık bulmadı.

Seçim takvimine göre, önümüzdeki yıl yani 2014 yılının Mart ayında yerel seçim, Ağustos ayında Cumhurbaşkanlığı, 2015 yılında ise genel seçim yapılacak.

AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, Bahçeli’nin erken seçim çağrısına olumlu bakmadıklarını, genel seçimin zamanında yapılacağını açıklasa da, gündemin bu denli sık değiştiği ülkemizde 2014 yılında erken seçim kararı alınması hiç de sürpriz olmaz.

Önceki yıllarda alınan erken seçim kararlarını anımsadığımızda, önümüzdeki yıl seçmenin önüne üç sandık koyulursa şaşırmamak gerekir.

Yerel seçime yedi ay kalmasın karşın, siyasi partilerin bu konudaki tembelliği sanırım dikkatinizi çekmiştir. Yedi aylık süreye rağmen başta Büyükşehir Belediyeleri olmak üzere, partiler adaylarını henüz saptayıp, kamuoyuna açıklamadı.

Adayların belirlenip, çalışmalara başlamaları, projelerini kamuoyu ile paylaşmaları seçmenin daha sağlıklı tercih yapmalarına olanak sağlayacaktır. Ama daha adaylar ortada yok.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder