2015 hem ülkemiz, hem de çalışanlar adına önemli ve zor bir yıl olacak.
Eğer öne çekilmezse Haziran ayında gerçekleştirilecek genel seçim kuşkusuz bu yıla damgasını vuracak.
Seçim gerek hükümet, gerekse muhalefet adına ciddi bir sınav olacak.
Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun AKP Genel Başkanı olarak ilk kez katılacağı seçimde alacağı sonuç, kendisi kadar partisi açısından da önemli.
Seçmen Ahmet Davutoğlu’nun Başbakanlığına onay verecek mi? Verirse bu desteğin oranı ne kadar olacak? Bu soruların yanıtını Haziran’da hep birlikte öğreneceğiz.
Seçim sonucu Davutoğlu kadar AKP’yi de çok yakından ilgilendiriyor.
AKP seçimde tamamıyla Başkanlık Sistemine geçiş için anayasa değişikliğinin gerektirdiği en az 360 milletvekilliğini kazanabilmeye odaklanacak.
Eğer bu rakamın altında kalıp, 330 veya üzerinde milletvekilliğini kazanırsa bu kez Başkanlık Sistemini referanduma götürebilecek.
Bundan ötürü AKP, Davutoğlu ve de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçimdeki tek hedefi en az 360 vekili Meclise getirmek, anayasa değişikliği için gereken çoğunluğu sağlamak.
Böylelikle Erdoğan’ın yıllardır özlemi olan Başkanlık Sistemine geçişi sağlamak.
Ne var ki yapılan anketler bunun hiç de kolay olmayacağını gösteriyor. Anketlerde AKP birinci parti çıksa , hükümeti kurabilecek çoğunluğu sağlasa da, değil 360 referandum için 330 milletvekillini kazanması da zor görünüyor.
Tabii seçime daha 6 ay var. Köprünün altından çok sular akar, bu pilav çok su kaldırır. Seçimde anketlerin aksine ilginç sonuç da ortaya çıkabilir.
AKP’nin başarısı Davutoğlu’nun meydanlarda göstereceği performansa bağlı. Seçmeni Erdoğan kadar etkileyebilecek mi, yoksa çıtayı aşağıya mı düşürecek?
Kuşkusuz bu seçim CHP ve MHP, dolaysıyla Kemal Kılıçdaroğlu ile Devlet Bahçeli adına da önemli bir sınav.
2002’den bu yana her seçimde AKP karşısında başarı sağlayamayan CHP ve MHP, yurttaşın hayat pahallığından, işsizlikten,yetersiz maaştan yakındığı bir ortamda, bu avantajı ne kadar oya dönüştürebilecek?
Muhalefetten bunalan hem CHP hem de MHP tabanı, Kılıçdaroğlu ve Bahçeli’den artık hükümet oluşturabilecek sonuç, başarı bekliyor.
Yıllardır muhalefet görevini sürdüren her iki parti de güçlü bir seçenek olduklarını anlatarak, programları ve yapacakları ile seçmenin güvenini kazanmaya çalışacak.
Eğer bunu gerçekleştiremezlerse, sonuç öncekiler gibi yine hüsran olur.
Bu da Kılıçdaroğlu ile Bahçeli’nin makamının parti içinde sorgulanmasına, hatta Genel Başkan değişikliğine kadar götürebilir.
Özellikle Kılıçdaroğlu’nun bu seçimde alacağı sonuç çok ama çok önemli.
Ülkemizin, demokrasinin güçlenmesi adına CHP ve MHP bu kez seçmenin güvenini daha fazla arkasına almak zorunda.
Adına çözüm süreci denilen İmralı ile Hükümet arasında yürütülen görüşmeler de kuşkusuz seçimi etkileyecek önemli faktörlerden biri.
İçeriğini kamuoyunun çok net bilmediği çözüm süreci çerçevesinde toplumun duyarlı olduğu uygulamaların hayata geçirilmesi, seçmende özellikle de AKP tabanında rahatsızlık yaratacak, sandığa olumsuz yansıyacaktır.
Çalışanların, işçilerin yaşamında da büyük değişimlerin yaşanacağı bir yıl olacak 2015.
Hükümetin ikide bir gündeme getirip, sendikaların tepkisi üzerine rafa kaldırdığı Kıdem Tazminatı Fonu’nun bu yıl seçimin ardından hayata geçirileceği iddia ediliyor.
Fon yasası gündeme geldiğinde çalışma yaşamı oldukça hareketlenecek.
Yine ‘’Modern Kölelik’’ olarak tanımlanan kiralık işçi uygulamasına da bu yıl başlanacağı belirtiliyor.
Kiralık işçilikle işsizlik daha da yaygınlaşacak, emekçinin soysal haklarında gerileme olacak, düşük ücretle uzun süre çalışmalarından ötürü kıdem tazminatına hak kazanamayacak.
Memur-Sen ile Hükümet, kamu çalışanları ve memur emeklisinin maaşlarına 2016 yılında yapılacak zam için 1 Ağustos’ta toplu iş sözleşmesi masasına oturacak.
2013’te imzaladığı toplu iş sözleşmesi ile eleştirilen, tepkileri üzerine çeken Memur-Sen bakalım bu kez ne yapacak?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder