Sayfalar

29 Aralık 2014 Pazartesi

Emekçinin Kara Yılı

Zaman zaman sevindiren, genelde üzen, hüzünlendiren, emekçileri olumsuz etkileyen bir yılı daha geride bırakıyoruz.

Yeni yıl, yeni umutlar demektir.

Tüm yurttaşlar yeni yılı coşku ile karşılar, beklentilerinin gerçekleşmesini hayal eder, geleceğe umutla bakar, geçen yıl yaşanan acıların yinelenmemesi dileğinde bulunur.

Yeni yıl, yurttaşlar kadar ülkemiz adına da yeni bir başlangıçtır.

Umarız 2015’te, 2014 gibi ulusu yasa boğan acılar yaşanmaz, herkesin umudu, beklentileri gerçekleşir.

Ülkemizin ve insanların çok da sevinemediği, iş cinayetlerinin tüm ulusu yasa boğduğu, emekçiler adına kanlı bir yıl oldu 2014.

Kuşkusuz 2014’e damgasını vuran, tüm Türkiye’nin yüreğini dağlayan acı, 13 Mayıs’ta Soma maden ocağında 301 madencinin yaşamını yitirdiği iş kazasıdır.

Yüzlerce emekçinin canını alan, geride gözü yaşlı aileler bırakan bu acı olay, aynı zamanda Cumhuriyet tarihinin de en büyük iş kazasıdır.

2014’te iş cinayetleri sadece Soma ile sınırlı kalmadı, vahşi, acımasız yüzünü 6 Eylül’de İstanbul-Mecidiyeköy’de bir inşaatta, 28 Ekim’de de Ermenek’te yine maden ocağında gösterdi.


İstanbul’da 10, Ermenek’te ise 18 emekçi yaşamını yitirdi.

Tabii bu ölümler kitlesel olduğundan gündeme oturabildi, iş kazalarının vahşiliği, acımasızlığı ancak konuşulur oldu.

Bu ölümlerin ardından iş güvenliğine ilişkin önlemler çok geç hayata geçirilebildi.

Aslında taşeronluk sisteminin yaygınlaşması, yetersiz ve göstermelik denetim, kuralsız şekilde düşük ücretle aşırı çalıştırma, sendikalaşmanın önlenmesi, ilkel çalışma koşulları gibi nedenlerden ötürü günde ortalama 4 emekçi iş cinayetlerine kurban gidiyor.

Ne var ki bu ölümler bireysel olduğundan medyada yer almıyor, kimsenin haberi bile olmuyor.

Yapılan araştırmalar, Türkiye’nin iş kazalarında Avrupa birincisi olduğunu net bir şekilde ortaya koyuyor.

1993’te 1516, 2006’da 1601, 2011’de 1710 emekçi ölürken, bu yılın 11 ayında 1723 işçi yaşamını yitirdi. Aralık ayı da dikkate alındığında 2014’te ölenlerin sayısı daha da artacak.

Bir türlü önlenemeyen iş cinayetlerinde yaşamını yitiren işçi sayısı her geçen yıl artıyor.

Asıl düşündüren ve üzerinde durulması gereken konu bu olsa gerek.

Görüldüğü gibi, 2014’ün kaybedeni işçiler oldu.

Kuşkusuz 2014 işçiler için tarihin sayfalarına kanlı bir yıl olarak geçecek
İşçiler gibi, memurların yüzü de gülmedi.

Maaşlarına 123 lira zam yapılan memurlar, enflasyon farkı alamadığından, aldıkları zam eridiği gibi ceplerinden yedi.

Enflasyon farkı ödenmediğinden memur maaşında ortalama 200 lira kayıp oldu.

Ek zam talep ettiler, seslerini duyan olmadı.

Emeklinin durumu da farklı değildi. Aylıklarına 140 lira zam yapılan memur emeklisi tıpkı memur gibi enflasyon farkı alamamaktan aylıklarında erime oldu, sıkıntı yaşadı.

İşçi ve Bağ-Kur emeklileri de ancak 6 ayda bir gerçekleşen enflasyon oranında zam alabildi, yaşamaya çalıştı.

Büyük umutla bekledikleri intibak düzenlemesinin gerçekleşmemesinden özellikle 2008 sonrasında emekli olanlar büyük bir hayal kırıklığı yaşadı.

5 milyona yakın asgari ücretli, günlük bir simit parası, yani 1 liralık zamma layık görüldü.

Yüzde 10’u aşan işsizlikten milyonlarca kişi bunaldı, çaldığı kapılar birer birer yüzüne kapatılarak iş umutları suya düştü.

Esnaf, çiftçi için de çok olumlu gelişmeler yaşanmadı.

Kimisi borçtan, iş yapamamaktan dükkanını kapattı, kimisinin ürünü elde kaldı veya don vurdu, borcunu ödeyemedi.

Nerden bakılırsa bakılsın 2014 emekçiler için kara bir yıl oldu.

Her ne kadar umutla baksak da kritik ve zorlu bir yıl olacak 2015.

Özellikle Haziran’da yapılacak genel seçim ve sonrasında yaşanacaklar 2015’e damgasını vuracak.

Yeni yılda her şeyin gönlünüzce olmasını dilerken, sakın umudunuzu yitirmeyin.

Esenlik ve mutluluk dolu günler sizin olsun.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder