Yeşile bürünmüş doğası, damaklarda unutulmaz tat bırakan fındığı ve iştahları kabartan balığı, Karadeniz'in olmazsa olmazı, birbirini tamamlayan üçlüsüdür.
Ne varki, Karadeniz'in simgesi sayılan bu üçlüden önce yeşil doğa, yamaçlara plansız, projesiz gelişigüzel yapılan çirkin, sıvasız binalardan etkilendi, güzel yeşil örtüde birer ucube gibi yerini aldı o binalar.
Ardından, dağlık birimler yerine kıyıdan ulaşıma açılan Karadeniz Sahil Yolu (yapılması zorunlu idi) indirdi ikinci darbeyi Karadeniz'e..
Kıyıdaki o güzelim koylar, kayalarla doldurularak güzelliğini, görkemli görüntüsünü yitirdi, adeta yok olup gitti.
Coşkulu akan, berraklığı ve sesi ile insanı dinginleştiren o güzelim dereler, bölge halkının direnişine karşın ısrarla yapılan Hidro Elektrik Santralleri (HES) nedeniyle kurudu, tatlı su balıklarının nesli tükendi.
Üreticinin temel tarım ürünü, tek geçim kaynağı fındık hak ettiği değeri bulamadı, yıllardır üreticiyi boynu eğik bıraktı.
Şimdi de deniz kurudu, Karadeniz neredeyse eski bereketini kaybetti.
Önceleri bolca avlanan, hem balıkçı, hem de tüketicinin yüzünü güldüren hamsi, mezgit, istavrit, palamut, barbun, kefal, lüfer, kalkan, çinekop balıkları elini ayağını çekti, uzaklaştı Karadeniz'den.
Başta hamsi olmak üzere Türkiye'nin balık ihtiyacını karşılayan Karadeniz, şimdi bölgenin bile ihtiyacını karşılayamayacak duruma geldi, balıkçıların dediği gibi neredeyse kurudu Karadeniz.
Ağız tadı ile yediğimiz, tezgahlarda zevkle izlediğimiz, soframızdan eksilmeyen o lezzetli balıkları bulabilmek artık çok zorlaştı.
Hamsi ve balık ile özdeşleşen Karadeniz, eski bereketini yitirdi, tekneler eli boş dönmeye başladı.
Av yasağının sürdüğü bugünlerde sandalları ile denize açılan amatör balıkçıların livarları bile dolmuyor artık.
Ankara, İstanbul ve diğer kentlerden tatil için gelen balık tutkunlarının hevesleri kursaklarında kaldı.
Niye Karadeniz balık vermiyor, neden böyle oldu? Balıkçısından bölge halkına herkes bu soruya yanıt arıyor.
Karadeniz'i elinin içi gibi tanıyan, yıllarını denizlerde geçiren usta kaptan ve balıkçılar, bereketsizliğin temel nedeninin trol ile avlanma olduğunu belirtirken, trol avcılığının balık yuvalarını dağıttığını, yavruların büyüyemediği görüşünde.
Usta balıkçılar, trol avcılığının acilen belirli süre yasaklanması gerektiğini bildiriyor.
Salyangoz avının da balıkları olumsuz etkilediğine dikkat çeken kaptanlar, çevresel etkilerin denizleri kirlettiğini, bunun balıkların yetişmesine olumsuz yansıdığını ifade ediyor.
Karadeniz'in o bereketli günlerine dönebilmesi için, kaptanların uyarılarını dikkate almak, hatta bazı yaptırımları uygulamak, düzenlemeler getirmek kaçınılmaz gibi görülüyor.
Damaklarda tat bırakan, görüntüsü ile insanları büyüleyen o güzel balıklara yeniden bolca kavuşabilmek, en büyük özlemimiz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder