Sayfalar

24 Haziran 2014 Salı

Yalnız Entelektüel

Nuri Bilge Ceylan’ın bu yıl Cannes Film Festivali’nde ‘’Altın Palmiye’’ ödülü kazanan ‘’Kış Uykusu’’ sinemaseverleri daha fazla meraklandırmadan gösterime girdi.

Ekim ayında seyircinin karşısına çıkacağı açıklanan başyapıt niteliğindeki ‘’Kış Uykusu’’, yapımcı Zeynep Özbatur’un ani kararı ile Haziran sıcağında, okulların tatile girdiği haftada sinemalarda dönmeye başladı.


İyi de oldu. Benim gibi çoğu sinemaseverin, ‘’Altın Palmiye’’ ödüllü bu filmi neredeyse dört aya yakın süre beklemesi çok zordu. Ödüllü bu filmi sıcağı sıcağına izleyerek büyük keyif aldık.

Nuri Bilge Ceylan’ın ustalık döneminin harika bir eseri olan ‘’Kış Uykusu’’ bu yıl yüzüncü yaşını kutlayan Türk sinemasının da yüzünü ağarttı, hepimizi gururlandırdı.

Nuri Bilge Ceylan’ın daha önceki filmlerinde olduğu gibi, ‘’Kış Uykusu’’ da yine Anadolu’da, bu kez Kapadokya’da geçiyor, üç ana karakter çevresinde gelişiyor.

Filmde yıllarını tiyatroya vermiş, İstanbul’dan göçtüğü Kapadokya’da babadan kalma oteli işleten, haftalık yerel bir gazeteye, güncel , ahlak ve vicdan üzerine yazılar yazan Aydın’ın (Haluk Bilginer) aralarında sorun bulunan eşi Nihal (Melisa Sözen) ile yine eşinden boşanıp kapağı Kapadokya’ya atan bezgin kız kardeşi Necla (Demet Akbağ) ile düşe kalka sürdürdüğü ilişkileri konu alıyor.

Yönetmen Ceylan’ın eşi Ebru Ceylan ile birlikte senaryosunu yazdığı bu muhteşem filmde, Anadolu bozkırlarında tıpkı yaşlı bir yılkı atı (sahipsiz, başıboş gezen at) gibi kış uykusuna yatmış, yöre insanına tepeden bakan, kibirli, her şeyi bilen gerçekler ve hayalleriyle gel git yaşayan ‘’Yalnız Entelektüel’’ Aydın’ın kişiliğine tanık oluyorsunuz.

Filmde dikkatleri çeken Aydın’ın kız kardeşi Necla ile gazeteye yazdığı yazılar üzerindeki tartışmaları, karısı Nihal ile yardımlar konusundaki sert diyalogları, çok uzun olmasına karşılık izleyiciyi sıkmıyor, ayrı bir renk katıyor.

Yine Aydın’ın öğretmen Levent (Nadir Sarıbacak) ile tartışmalarında Shakespeare üzerinden birbirlerine göndermede bulunması filmin edebi yönünü zenginleştiriyor.

Okullara ve çevresine iyilik yapmayı yaşamının bir parçası sayan Nihal ile kitap kurdu kız kardeşi Necla, sadık emiri can yoldaşı Hidayet (Ayberk Pekcan) , kafa dengi, komşusu Suavi (Tamer Levent) dışında dostu bulunmayan, tek amacı ‘’Türk Tiyatro Tarihi’ ni yazmak olan, çevresinden kopuk, icraya verdiği kiracısı Hamdi Hoca (Serhat Kılıç) ile arabasının camını kıran küçük İlyas’a hoşgörüyle bakmayan yalnız entelektüel Aydın iç hesaplaşmasının sonunda nasıl bir karar alacak?

Haluk Bilginer, Demet Akbağ, Melisa Sözen'in yeteneklerini konuşturduğu, bu başyapıtta halen hastalıkla mücadele eden filmde İsmail karakterini canlandıran Nejat İşler’den söz etmemek haksızlık olur.

Hamdi Hoca’nın ağabeyi, küçük İlyas’ın babası hapse girmiş, işsiz, olmasına karşın paraya pula değer vermeyen, onurlu sarhoş İsmail’in, Nihal’in getirdiği yardım paralarını şömineye atarken söyledikleri yüzümüze bir şamar gibi patlıyor.

Nejat İşler, filmde çok az görünmesine karşın, oynadığı karakterle ve duruşuyla yine övgüyü alıyor, alkışı hak ediyor, sinemaseverin kalbini bir kez daha kazanıyor. Nejat işler gibi öğretmen Levent karakterindeki Nadir Sarıbacak da rolünün hakkını veriyor.

Tamer Levent, Ayberk Pekcan, Serhat Kılıç hayat verdikleri figürler ile adeta özdeşleşiyor

Kameraman Gökhan Tiryaki’nin nefis karlı Kapadokya görüntüleri de filme ayrı bir keyif katıyor.

Nuri Bilge Ceylan’ın önceki filmlerine göre daha çok konuşmaların yer aldığı, 3 saat 16 dakika gibi çok uzunluğuna karşın izleyiciyi koltuğa çivileyen, 39 kentte 123 sinemada, 150 salonda gösterime giren ‘’Kış Uykusu’’ dört dörtlük bir başyapıt.

Türk sinema tarihine damgasını vuracak, her dönem adından övgü ile bahsettirecek bu filmi kaçırmayın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder