Vergide adaletsizlikten yıllardır yakınılır. Çalışanların sırtında ağır bir vergi yükünün bulunduğu sürekli dillendirilmesine karşın, nedense bu konuda adalet bir türlü sağlanamaz.
Türkiye’de gelir ve kazanç üzerinden alınan verginin yaklaşık üçte ikisinin ücretliler tarafından ödendiği sır değil. Ücretliler ödedikleri vergilerle gelir vergisinde şampiyonluğu yıllardır kimseye kaptırmıyor.
Ücretliler üzerindeki ağır vergi yükü, büyük ölçüde vergi ödemesi gerekenlerin bu yükümlülüklerinden kaçınmalarından kaynaklanıyor. Ülkemizde gelir vergisi mükelleflerinin çoğunluğu ücretlilerden oluşuyor. Türkiye’de ücretliler gelir vergisini neredeyse tek başına sırtlıyor.
Gelir vergisinin yüzde 67’si ücretliler, yani emekçiler tarafından ödeniyor.
Ne acıdır ki, ticari ve serbest kazanç sahiplerinin önemli bir bölümü vergi mükellefi değil, yani vergisini ödemiyor,deyim yerinde ise vergi kaçırıyor.
Hürriyet gazetesi yazarı Şükrü Kızılot’un bir yazısında değindiği gibi, asgari ücretli gelir vergisinin yüzde 11.08’ni öderken, ücretliler dışındaki 4 milyon 39 bin gelir vergisi mükellefi toplanan vergilerin sadece yüzde 1.53’nü ödedi.
Yine Kızılot’un yazısında belirttiği gibi, işçiler, memurlardan 3-4 kat daha fazla vergi ödüyor. Anayasa’nın 73. maddesinde ‘’herkesten mali gücüne göre vergi alınır’’ denilmesine karşın, işçiden, memurdan daha fazla vergi kesintisi yapılıyor.
Yıllardır bu adaletsizliği dile getiren Türk-İş, ‘’İşçi ücretlerinin vergilendirilmesinde adalet istiyoruz’’ başlıklı araştırmasında, doğrudan ve dolaylı vergilerin en büyük ödeyicisi işçileri, işverenlerle aynı oranlarda vergilendirmenin haksızlık olduğunu belirtiyor.
Araştırmada, asgari ücret almakta olan bir işçinin bile yılbaşında aldığı net ücret tutarının yılın ortasında zam almasına karşın, yıl sonunda alamadığı, vergi diliminden dolayı yılbaşına göre net ücretinin düştüğü vurgulanıyor.
Vergi yapısındaki adaletsizlikten ötürü bağıtlanan toplu iş sözleşmesiyle alınan zammın anlamını yitirdiği belirtilen Türk-İş araştırmasında, sözleşme ile sağlanan ücret artışının çoğunluğunun vergi ödemesine gittiğine dikkat çekiliyor.
OECD’nin (Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü) raporlarına göre de Türkiye’de çalışanlar üzerindeki vergi yükü fazla, hatta çok ağır.
OECD Türkiye’de ücretliler üzerindeki vergi yükünün giderek arttığına vurgu yapıyor.
Yıllardır yakınılmasına, gündeme getirilmesine karşın vergideki adaletsizlik hala önlenemedi.
Başta işçi, memur olmak üzere çalışan kesim, vergisini düzenli ödeyenler hiç de hak etmedikleri halde sürekli ‘’kümesteki yolunacak kaz ‘’ gibi görüldü.
Bu olumsuz tablodan kurtulmak için yapılacaklar çok basit.
Öncelikle emek üzerindeki vergi yükünün azaltılması, verginin geniş kitlelere adil bir şekilde yansımasının sağlanması gerekiyor.
Vergi alanında gerçek anlamda yapılacak bir reformla ücretliler aleyhine var olan bu çarpık yapı değiştirilebilir, ücretlilerin biraz daha rahatlaması sağlanabilir.
İşçiden, memurdan, asgari ücretliden kısaca emeği ile geçinen dar gelirli kitleden yüksek vergi almak yerine, kayıt dışı faaliyette bulunan, vergisini kaçıranlar üzerine ciddiyetle gidilmesi, bu kesimden vergi alınması yakınılan adaletsizliği ortadan kaldıracaktır.
Ülke kaynaklarını hovardaca kullanarak gelir ve servet kazananlar, topluma karşı da yükümlülüklerini yerine getirmeli, kazançları oranında vergi ödemeleri sağlanmalı.
Kazancı oranında, adil şekilde vergi ödemek her namuslu yurttaşın görevidir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder