Sayfalar

28 Nisan 2014 Pazartesi

Dedektif İmam



"Sen Aydınlatırsın Geceyi", "Polis", "Güneşin Oğlu", "Celal Tan ve Ailesinin Aşırı Acıklı Aşk Hikayesi" gibi sıra dışı yapıtlarıyla dikkatleri üzerine çeken gizemli filmlerin yönetmeni Onur Ünlü, bu kez de sarsıcı film ’’İtirazım Var’’ ile seyircinin karşısında.

Tıpkı önceki filmlerinde olduğu gibi sıra dışı, temposu hiç düşmeyen, izleyicinin pür dikkat izlediği ‘’İtirazım Var’’ da Onur Ünlü, imamın camide namaz kılarken öld
ürülen mahallelinin katilini karşılaştığı çeşitli engellemelere karşın, inatla, yılmadan aramasını yine kendine özgü üslubuyla anlatıyor.

Eski boksör, bağlama ç
alan, alevi deyişleri söyleyen, satranca meraklı, yüksek lisans öğrenimi gören cami imamı Selman Bulut (Serkan Keskin), tefeci Salih Kalyoncu’nun camide namaz kıldığı sırada öldürülmesiyle kendini bir anda gizemli yolculuğun içinde buluyor.

Polisin kayıtsızlığı karşısında profesyonel dedektif gibi, kılı kırk yararak sürdüğü iz sayesinde katili teşhis eden Selman Bulut, bir yanda aradığı hedefe ulaşırken, bir yandan da katilin kimliğini belirlemesiyle hayal kırıklığı yaşıyor.

İmam Selman Bulut, katilinin izini sürdüğü tefeci Salih K
alyoncu’nun gizli kalan çok çirkin bir sırrını da bu gizemli yolculukta öğreniyor.

Milletvekili Sırrı Süreyya Önder ve yazar İhsan Eliaçık’ın katkıları ile hem senaryosunu yazıp, hem de filmi yöneten Onur Ünlü, bu yılın başında gösterilen ‘’Sen Aydınlatırsın Geceyi’’ filmindeki gibi, seyirciyi hep merak içinde bırakıyor, imam Selman Bulut gibi gizemli bir yolculuğa götürüyor.

Gezi direnişinde yaşamlarını yitirenlere selam göndermeyi ihmal etmeyen ‘’İtirazım Var’’ imam Selman Bulut’un hırsızlara, din sömürüsüne, faize, harama, pedofiliye, rüşvete, rantçılara ilişkin verdiği mesajlarla da dikkati çekiyor.

Sürpriz finali ile seyirciyi ters köşeye yatıran ‘’İtirazım Var’’ da imam Serkan Bulut rolündeki Serkan Keskin, bundan iki ay önce gösterilen ‘’Silsile’’ deki gibi döktürüyor, filmi tek başına sırtlıyor.

Son yıllarda yönetmenlerin gözdesi olan, bunu da usta oyunculuğu ile hak eden Serkan Keskin’i gelecekte de nitelikli filmlerde izleyeceğimizi umuyorum.

Serkan Keskin’in bu filmdeki rolüyle 33. İstanbul Film Festivali’nde ‘’En İyi Erkek Oyuncu’’ ödülünü kazandığını da belirtelim.


Yönetmenler Serkan Keskin’deki cevheri teşhis etti bir kere ko
lay kolay vazgeçemezler ondan. Özellikle Onur Ünlü- Serkan Keskin ikilisi bundan böyle kotardıkları güzel filmlerle yine seyircinin karşına çıkacak.

Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Eserleri Denetleme Kurulu’nun 18 yaş sınırı ile gösterimine izin verdiği filmde, Hazal Kaya, Büşra Pekin, Öner Erkan, Osman Sonant, Serdar Orçin, Umut Kurt, Tansu Biçer, Sırrı Süreyya Önder, Güler Ökten, Erkan Kolçak Köstendil, Turgay Erman, Boglarka Csösz, Mustafa Kırantepe canlandırdıkları karakterlerle katkı sağlıyor.

-Seyirci Sinemaya Koşuyor-


Yüz yaşındaki Türk sineması TV dizileri ile yitirdiği seyircisine yeniden kavuşuyor, seyirci sinemaya deyim yerinde ise koşuyor.
Açıklanan rakamlar, TV dizileri karşında yenilen, yok sayılabilecek kadar seyirciye film oynatan sinemalar son aylarda niteliksiz dizilerin beklenen reytingi alamaması, uzun ömürlü olamamasından ötürü üstünlüğü yeniden ele aldı, geçmiş yıllardaki gişe patlaması yaşandı.
Rakamlara göre, geçen yıl 50 milyon 294 bin kişi sinemalara gitti. Bu yılın ilk çeyreği nde (Ocak-Şubat-Mart) seyirci sayısı ‘’Recep İvedik 4’’, ‘’Eyvah Eyvah 3’’, ‘’Düğün Dernek’’, ‘’Patron Mutlu Son İster’’, ’’Sürgün İnek’’, ‘’Bi Küçük Eylül Meselesi’’ gibi popüler filmlerin etkisi ile yüzde 31 artışla 23 milyon 792 bin kişiye ulaştı.

Sinemaya koşan izleyici yılın ilk çeyreğinde gişelere 246 milyon 54 bin lira ödedi. Yılın kalan bölümünde de yeni filmlerin vizyona girmesi ile seyirci sayısı daha da artacak, rekor yaşanacak gibi.

Gündemdeki gerginlikten sıkılan toplum sinemalara koşarak bir anlamda bu sıkıntıdan kurtuluyor, rahatlıyor.

Kendini tekrarlamaktan başka bir özelliği bulunmayan, özensiz çekilen drama ağırlıklı dizilerden bunalan seyirci TV başından uzaklaşarak, sinemayı yeniden keşfetti, beyazperdenin o büyüleyici üç boyutlu filmleri ile özlemini giderdi.

Seyircinin günlük stresini atmasına yardımcı olan, kafaları boşaltan popüler filmler gişede patlama yaparken, kuşkusuz bu rakamlar Türk sinemasının yönetmen, oyuncu ve yapımcılarını motive ederek, yeni arayışlara itecek, yeni filmler için heveslendirecek.

Popüler filmlere koşarak salonları dolduran seyirci, umarım bu ilgisini nitelikli, çeşitli festivallerde ödüller kazanan, başarılı genç yönetmenlerimizin çektiği yapıtlara da gösterir.

Türk sinemasını uluslararası festivallerde başarıyla temsil eden bu tür filmler, en az diğerleri kadar ilgiyi hak ediyor ve bekliyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder