Katar, Bahreyn, Birleşik Arap Emirlikleri ve Malezya’da gösterimi yasaklandı, Türkiye’de yasaklanma istemi yargıdan döndü. Gösterildiği çoğu ülkelerde tartışmalara, eleştirilere yol açtı.
Yılın dev bütçeli, en gösterişli filmi ‘’Nuh: Büyük Tufan’’ yukarıda sıraladığımız ülkelerde ‘’peygamberin tasviri olmaz’’ gerekçesiyle gösterimi yasaklanınca, izleyicinin dikkatlerini bir anda üzerinde topladı, seyirci filmi merakla bekledi.
Beklenen film, geçtiğimiz günlerde 3 boyutlu olarak izleyicinin karşısına çıktı.
‘’Bir Rüya İçin Ağıt’’, ‘’Kaynak’’, ‘’Şampiyon’’ ve ‘’Siyah Kuğu’’ gibi ses getiren, izleyicinin ilgisini çeken, Bağımsız Sinema’nın önemli temsilcilerinden Darren Aronofsky’in yönettiği ‘’Nuh: Büyük Tufan’’ da ‘’Gladyatör’’ ün unutulmaz oyuncusu Russell Crowe ‘’Nuh’’ rolü ile filme can katıyor.
Russell Crowe’e Jennifer Connelly, Emma Watson ve usta oyuncu Anthony Hopkins’in eşlik ettiği film Nuh peygamber efsanesini, alışılmış, aksiyonu bol, sürükleyici bir kıyamet tarzından çok vicdan ve suçluluk duygusunu öne çıkararak ele alıyor.
İzlanda’nın en gizemli mekanlarında çekilen filmde, Nuh rüyalarında insanlığın sel felaketi sonucunda yok olacağını görüyor ve Tanrı’dan aldığı kutsal bir emir uyarınca, insanlar hariç içinde her türlü canlının yer alacağı bir gemi yapmaya başlıyor.
Nuh’un bu devasa gemisi her canlı türünden bir erkek, bir dişi alarak canlı hayatının devamını sağlayacak.
Nuh, dünyayı tüketen, çevreye zarar veren, kötü ve günahkar olarak gördüğü insanların hayatını devam etmesini istemediği için inşa ettiği bu gemiyi onlara yasaklıyor.
Nuh masum yaratıklar olduğuna inandığı hayvanları korurken, kötü olduğuna inandığı insanları gemisine yaklaştırmıyor. Nuh’a göre, dünyayı yaşanmaz duruma getiren insanlar.
Ne var ki filmin finalinde vicdanı ağır basan Nuh, gemisine hayvanların yanı sıra insanları da alarak yaşamını sürdürmesine izin veriyor.
Müslüman ülkelerin yanı sıra Hıristiyan dünyasının da şiddetli tepkileri üzerine, yapımcı şirket filmin kutsal kitaplardan alınmadığını, bu kitaplardan esinlenerek çekildiğini açıklayarak tepkileri göğüslemeye çalıştı.
‘’Nuh:Büyük Tufan’’, dünyanın başlangıcı, insanlığın doğuşu, kötülükler, günahlar ve varoluş hakkında bir hayli düşündürse de, Nuh’un filmin finalinde vicdanına yenik düşerek insanlara uzattığı el, aynı zamanda günümüzde insanlara verilen çok anlamlı bir ders.
Russell Crowe’in Nuh rolündeki muhteşem oyunculuğu ile öne çıktığı film, doğa, çevre ve hayvan dostluğuna yönelik verdiği mesajla alkışı, övgüyü hak ediyor. .
Sahi günümüzde de çevreye, doğaya, hayvanlara zarar veren kim, her gün yaşadığımız kötülükler kimden kaynaklanıyor?
-Mandıra Filozofu-
Sinemalarda bir başka çevre dostu, doğa sevgisini öne çıkaran ‘’Mandıra Filozofu’’ halen gösterimde.
Birol Güven’in senaryosunu yazdığı, Müfit Can Saçıntı’nın yönettiği Bodrum- Çökertme’de çekilen ‘’Mandıra Filozofu’’, parayla her şeyi satın alabileceğini düşünen iş adamı Cavit (Rasim Öztekin)) ile atalarından kalan toprağını satmamaya direnen doğa aşığı, paraya pula değer vermeyen Mustafa Ali’nin (Müfit Can Saçıntı) arasındaki tatlı rekabeti mizahi bir yaklaşımla anlatıyor.
Karısı Cavidan’ın (Ayda Aksel) bitmez bilmek hırsı ile doğa cenneti, el değmemiş, bakir koya butik otel yapmak isteyen Cavit’in , inatçı o denli de bilge bir insan olan Mustafa Ali’nin verdiği ders karşısında pes edişini, sonunda kendisinin de doğa dostu, çevreci olmasını düşündürerek anlatan bir film ‘’Mandıra Filozofu’’.
‘’Mandıra Filozofu’’, parayla her şeyin satın alınamayacağı kutsal değerlerin bulunduğunu, tüketici toplumla organik toplum arasındaki mücadeleyi gözler önüne ilginç bir şekilde seriyor.
Ülkemizin o güzel muhteşem yeşil doğası, ormanları, bakir koyları, kıyıları, sırf devasa oteller, tatil köyleri, tesisler yapmak için katledilircesine olanca hızıyla beton yığınlarına dönüştürülürken, iyi niyetle kotarılan, eli yüzü düzgün bir seyirlik olan ‘’Mandıra Filozofu’’ insanın içini ısıtıyor, geleceğe yönelik umutlar korumamıza neden oluyor. Kaçırmayın, izleyin.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder