Sayfalar

16 Ağustos 2015 Pazar

Sıcak Hava Bunaltırken

Meteoroloji ve bilim insanlarının daha önceden açıkladığı gibi Türkiye son yılların en sıcak yaz mevsimini yaşıyor.


Haziran ayının ardından bastıran aşırı sıcak hava neredeyse nefes aldırmıyor.

O denli bunaltıcı, o denli yakıcı bu yılki yaz mevsimi.

Bilim insanlarına göre, Türkiye’yi gelecekte daha da sıcak bir iklim bekliyormuş.

Anlaşılan bugünkü bunaltan aşırı sıcağı bile mumla arayacağız.

Son yıllarda dünyayı olumsuz etkileyen küresel iklim neden kaynaklanıyor derseniz!

Kuşkusuz buna verilecek öncelikli yanıt, insanoğlunun kendisine cömert davrandığı, adeta yaşam sunduğu doğayı, çevreyi, yeşil bitki örtüsünü katletmesi, kirletmesi, koruyamaması.

Bazılarının küçümsediği, bıyık altından güldüğü, şiddet ve tepki gösterdiği “çevreci” örgütlerin, kişilerin neden doğayı korumaya çalıştığı, termik santrallere karşı neden mücadele ettiği şu sıcak günlerde çok iyi anlaşılacaktır umarım.

Kuşkusuz doğayı kirleten en önemli etken fosil yakıt olarak tanımlanan kömür ve petrol türevleri ile çalışan enerji santralleri.

Fosil yakıtlar, enerji üretimi ve tüketimini artırması, ekonomiyi büyütmesine karşılık çevreye aşırı oranda zarar vermektedir.

Çünkü fosil yakıtlarla çalışan enerji üretim merkezleri, küresel ısınmaya yol açan sera gazını havaya salmakta, bu da küresel iklim denilen aşırı sıcak havayı oluşturmaktadır.

Uzmanların da işaret ettiği gibi, gelecekte çevreyi, yeşili daha çok erozyona uğratacak fosil yakıtla enerji üretimi yerine, yenilenebilir kaynaklara yönelmek tek çözüm.

Yenilenebilir enerjiyi oluşturan rüzgar ve güneş fazlasıyla ülkemizde mevcut.

Türkiye’de enerji tüketiminin yaklaşık yüzde 87’si fosil yakıtlardan, yüzde 6’sı odundan, yüzde 4’ü hidrolik, yüzde 3’ü ise yenilenebilir enerji kaynaklarından karşılanıyor.

Oysa rüzgarı ve güneşi bol olan Türkiye’nin bu kaynaklardan daha fazla yararlanması, fosil yakıt yerine buraya yönelmesi gerekiyor.

Zaten dünyada çoğu ülke çok önceden rüzgar ve güneşten yararlanmaya başladı bile.

Ülke olarak bu konuda çok geç kaldık.

Türkiye’nin elektrik tüketiminde dünyada Çin’den sonra ikinci ülke olduğu, kendi kaynakları ile bu tüketimin ancak yüzde 28’ini karşılayabildiği dikkate alınırsa güneş ve rüzgar enerjisinin önemi bir kez ortaya çıkıyor.

Ayrıca fosil yakıtlarla enerji üreten Türkiye kömür ithalatı için tonlarca parayı da diğer ülkelere akıtıyor.

Yenilenebilir enerjinin yaygınlaşması ile hem fosil yakıtın çevreye verdiği zarardan kurtulacağız, bir o adar da tasarruf etmiş olacağız.

Fosil yakıt tehlikesini, güneş ve rüzgarın potansiyelinin ayırtına yeni varmamıza karşın, özellikle Ege’de rüzgar tribünleri yaygınlaşıyor, enerji üretiliyor.

Temiz ve yeşil bir çevre için daha çok yenilenebilir enerjiye gereksinmemiz var.

Yoksa fosil yakıtta ısrar sürerse gelecekte bizi daha da sıcak, kavurucu günler bekliyor olacak, yeşil bitki örtüsü sararıp yok olmaya doğru yönelecek.

İşte bu nedenlerden, tehlikeden ötürü çevre için mücadele edenleri kınamayın, küçümsemeyin, aksine onlara sahip çıkın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder