Hemen belirteyim, hayvanseverlerin öfkesini toplayan Kaan Müjdeci'nin
''Sivas'' filmi, iddia edildiği gibi hayvan düşmanı değil, aksine
yaşamın gerçeklerini tüm çıplaklığı ile gözler önüne seren bol ödüllü
bir yapıt.
İki hafta önce sinemalarda seyircinin karşına çıkan, bir hayli de övgü
toplayan ''Sivas'' ,Yozgat'ın Yerköy ilçesinde günümüzde gizli de olda
yapılan köpek dövüşleri ve bir küçük çocuğun üzerine kurgulanmış
başarılı bir film.
Film, Sivas isimli dövüşçü bir köpekle, 11 yaşındaki Aslan'ın (Doğan
İzci) bozkırda geçen hikayesini anlatıyor.
Okulda hep çekingen olan, öğretmenin kendisine Yedi Cüceler ve Pamuk
Prenses oyununda prens rolünü vermemesine içerleyen Aslan, egosunu ve
hırsını ölüme terkedilen ''Sivas'' isimli köpeği sahiplenerek onu
yeniden güçlü hale getirmesi ve tüm dövüşlerde birinci olmasıyla
gideriyor.
Sivas'ın dövüşlerde rakiplerini alt ederek birinci olması, Aslan'ı
gururlandırıyor, kendisine gereken değeri vermediğine inandığı çevresi
ve öğretmeninden bir anlamda, Sivas'ın başarısıyla intikamını alıyor.
Geçtiğimiz Eylül ayında 71. Venedik Film Festivali'nde ''Jüri Özel
Ödülü''ne layık görülen, 51. Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde
de 3 ödülle dönen ''Sivas'' başarılarına bir yenisini daha ekleyerek
8. Abu Dhabi Film Festivali'nde ''En İyi Senaryo'', minik başrol
oyuncusu Doğan İzci de '' En İyi Erkek Oyuncu'' ödülünü kazandı.
Türk sinemasının kıt olanaklarla iyi işler çıkardığını genç yönetmen
Kaan Müjdeci ''Sivas'' filmi ile bir kez daha kanıtlıyor.
Kaan Müjdeci Venedik'te seçiciler kurulunun samimiyete ödül verdiğini
vurgularken, filminin de çok içten, yöre insanını çok yalın bir
şekilde anlatmasından ötürü ödülleri topladığını dile getiriyor.
Antalya film Festivali'nde ki gösterimi sırasında hayvanseverlerin
topluca salonu terkettiği, köpek dövüş sahneleri nedeniyle sert
eleştirilere uğrayan ''Sivas'' ta argo ve küfürlü diyalogların
çokluğundan da tepki toplamıştı.
Yönetmen Müjdeci, hayvanseverlerin eleştirilerine dövüş sahnelerinde
boya kullanıldığını, köpeklerin üzerinde kan bulunmadığı açıklamasıyla
yanıt vermişti.
Dozu fazla kaçsa da küfür ve argo yaşamın her alanında bireyler
tarafından sıkça kullanılıyor mu?
Sonuç, ''Sivas'' aldığı ödüllleri fazlasuyla hak eden, genç yönetmen
Kaan Müjdeci'nin ilk uzun metrajlı filmi olmasına karşın, bu sezonun
en başarılı yapıtlarında biri olduğu kesin.
''Sivas'', sırf 11 yaşındaki Doğan İzci'nin muhteşem oyunculuğunu
görmek için izlenmesi gereken bir film.
-Pavyonların Hüzünlü Dünyası-
Türk sinemasına ''Bereketli Topraklar Üzerinde'', ''Hakkari'de Bir
Mevsim'', ''Ayna'', ''Kanal'', ''Mavi Sürgün'', ''Yolda'' gibi çok
başarılı filmleri kazandırmış olan usta yönetmen Erden Kıral,
seyircinin karşına dört yıl sonra ''Gece'' ile çıktı.
Yılmaz Güney'in izini süren yönetmenlerden biri olan, halen de bu
çabasını elinden geldiğince sürdürmeye çalışan Kıral, 2008'de çektiği
''Vicdan'' daki gibi, ''Gece'' de de dışarıda göz alıcı parlak
ışıkların aksine içeride acı, hüzün ve dramı barındıran pavyon ve
konsomatrislerin dünyasına götürüyor seyirciyi.
Erden Kıral'ın neredeyse gedikli oyuncusu olan Nurgül Yeşilçay,
alışılanın aksine, sert maço bir tipi canlandıran Mert Fırat ile Nur
Sürer, İlyas Salman gibi Türk sinemasının emekçi oyuncularının yanı
sıra, Vildan Atasever, Teoman Kumbaracıbaşı'nın oynadığı ''Gece'' de
Güneydoğu'dan İzmir'e göç eden bir ailenin hüzün dolu hikayesi ve
çöküşüne tanık oluyorsunuz.
Çektiği her filmde toplumun değişik sorunlarına, alt gelir grubundaki
yoksul insanların öyküsüne yer veren Erden Kıral, 2013'te Orhan Kemal Ödülü'nü
kazanan Hasan Özçelik'in ''Zahit'' romanından esinlendiği ''Gece'' de
de bu ilkesinden ödün vermemiş
İzleyenin aklında ve gönlünde yer bırakan, bazı sahnelerinde
anlamsızlıkları bünyesinde barındırsa da iyi niyetle kotarılmış bir
Erden Kıral filmi ''Gece''.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder