Çöplük yetmedi, şimdi de çimento fabrikası, pes doğrusu.
Onca uyarılara, onca tepki ve eylemlere karşın, yurdun en güzel yerleşim birimlerine, halkın yaşadığı yörelere, termik santral, çöp tesisleri, çimento fabrikaları, diğer fosil yakıtlarla çalışan sağlığa ve doğaya sakıncalı tesisler kuruluyor, yenilerinin projeleri gündeme geliyor.
Oysa, çok değil daha geçen hafta Paris’te gerçekleştirilen İklim Zirvesi’nde bu tesislerin ne denli zararlı olduğu, çevreyi, canlıyı tükettiğine vurgu yapılarak, tüm ülkelerin bu tehlikeye karşı birlikte mücadele etmesi gerektiği yönünde karar alınmıştı.
Hatta zirveye katılan Türkiye’de bu kararı benimsemiş, altına imza atmıştı.
Paris zirvesi Türkiye’ye bu konuda birtakım görevler yüklemişti.
Ne var ki, hala fosil yakıtlarla çalışan (kömür, doğalgaz ve petrol) enerji üretim tesisleri, halkın soluklandığı yerlere sözüm ona ayrıştırıcı çöp depoları, doğayı tahrip eden, yerleşim birimlerine yakın çimento fabrikaları hız kesmeksizin konduruluyor.
İşte bu vahşi çöp depolama sisteminden olumsuz etkilenen yerlerden biri Karadeniz’in şirin beldesi Giresun-Çavuşlu’ya şimdide çimento fabrikası kurulması gündemde.
Belde halkı, yargı kararları ve tepkilere karşın faaliyete geçirilen “Katı Atık Düzenli Depo Bertaraf Tesisi” yani çöplüğün ardından çimento fabrikasının şokunu yaşıyor.
Giresun ve tüm ilçelerinin çöpleri 28 Ekim’den bu yana hukuk tanınmaz şekilde buraya dökülüyor. Şimdiden Çavuşlu’yu pis kokular sarmaya başladı bile.
Aşırı sıcak günlerde yaz mevsiminde bu kokunun nasıl bir hal alacağını düşünmek şimdiden ürkütücü
Halkla inatlaşma adına, yargı kararlarına rağmen ekmeği ile meşhur, yeşil ile mavinin harman olduğu bu şirin belde, şimdi de çimento fabrikası tehlikesi ile karşı karşıya.
Orta Mahalle Taş Ocağı mevkine kurulması öngörülen “Çimento ve Klinker Üretim, Öğütleme, Paketleme Entegre Tesisi, Görele Mal Müdürlüğü tarafından 23 Aralık’ta ihaleye çıkarıldı.
Bu ihale resmen Çavuşlu halkı ile dalga geçmek, tepkilerini, eylemlerini ciddiye almamak, kısaca adam yerine koymamaktır.
Onca yargı kararına rağmen çöplük konduruldu, şimdi de yine çevreye ve doğaya zarar verecek çimento fabrikası kurulmak isteniyor.
AKP iktidarının Çavuşlu’yu bu denli yok saymasına bir anlam yüklemek mümkün değil.
İnsanlara, diğer canlılara ve doğaya zarar verecek tesisler için neden hep Çavuşlu tercih ediliyor?
Halk, çöplüğe karşı çıktığı gibi, çimento fabrikasını da istemiyor.
Yeşilin sararmasını, mavinin kirlenmesin karşı çıkan yöre halkı, “Ekmeği ile meşhur beldemizin yeşil doğasını, temiz mavi denizini korumasını istiyoruz.Yeter artık Çavuşlu’dan elinizi çekin” diye feryat ediyor.
Sadece Çavuşlu değil, Karadeniz’in diğer yerleşim biriminde yaşayanlar da yakınıyor, isyan ediyor bu tehlikeli sözüm ona istihdam sağlayan kirli tesislere.
İşte Terme, daha birincisinin tehdidini tamamıyla savuşturamadan ikinci termik santral haberleri ile haklı olarak kaygılanıyor.
İşte Sinop nükleer santralin beraberinde getireceği sakıncaları aylardır tartışıyor.
İşte Fatsa’nın Yukarıbahçeler halkı istemese, karşı koysa da yeşil arazilerinin siyanürle altın aranmasından ötürü her geçen gün sarardığına, yol oluşuna tanık oluyor, kahroluyor.
Yeşil Yol projesi ile yaylalarının iskana açılmasına, özgünlüğünün yok olmasına direnen Çamlıhemşinli köylüler, Havva Ana ve diğerleri çabalıyor duruyor.
Bazıları bu mücadelelerinde yargı kararları ile kazanıyor, bazıları da kaybediyor.
Yargı, çoğunlukla bu tesislere “dur” diyerek, halkın soluklanmasına yardımcı oluyor.
Ne var ki yargı kararlarına karşın halkla inatlaşmaya devam ediliyor, o güzelim doğa yok yere heba ediliyor.
Paris’teki zirvede de dikkat çekildiği gibi, dünya gittikçe yeşilini kaybediyor, termik santrallerin atmosfere saldığı sera gazı ile küresel iklimin egemenliğine giriyor.
Böyle devam ederse, önlemler alınmazsa gelecekte bugünkü bu güzel doğa, yeşil dünya yok olup gidecek.
Bugünkü günleri mumla arayacağız.
Gidecek, göç edebilecek başka dünyamız, ülkemiz, kentimiz, köyümüz yok.
Tehlikenin farkına artık varın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder