Sendikaların
“Modern Kölelik” olarak nitelendirdiği kiralık işçilik dönemi resmen başladı.
Bu yılın
başında yasalaşan kiralık işçi çalıştırma koşulları ile ilgili yönetmelik
geçtiğimiz hafta Resmi Gazete’de yayımlandı. Buna göre doğum sonrası yarı
zamanlı çalışmada, mevsimlik tarım işlerinde, ev hizmetlerinde, günlük işlerden
sayılmayan ve aralıklı olarak gördürülen işler, iş sağlığı ve güvenliği
açısından acil olan işler, işletmenin ortalama mal ve hizmet üretim
kapasitesinin öngörülmeyen şekilde artması durumunda ve dönemsellik arz eden iş
artışlarında kiralık işçi çalıştırılabilecek.
Kiralık işçi
çalıştırma süresi en fazla 8 ay olacak. Geçici işçi çalıştıran işveren
belirtilen sürenin sonunda aynı iş için 6 ay geçmedikçe yeniden geçici işçi
çalıştıramayacak. 10 veya daha az işçi çalıştıran işyerleri 5 işçiye kadar
kiralık işçi çalıştırabilecek. Kiralık olarak çalıştırılacak işçi sayısı toplam
işçi sayısının dörtte birini geçemeyecek.
İşveren
hamilelik, askerlik, yıllık izin ve hastalık hallerinde işçi
kiralayabilecek. İş ve işçi arayanlar
özel istihdam bürolarına başvurabilecek.
Bürolar işveren ile kiralık işçi arasında iş sözleşmesi imzalayacak.
İşverenler, kiralık işçinin ücretini büro aracılığı ile ödeyecek. Bürolarda
belli oranda komisyon alacak.
Her ne kadar
yanıla yakıla iş arayanlara geçici bir çözüm sağlasa da işçiler ihbar ve kıdem
tazminatına hak kazanamayacak. Çünkü bir yıl çalışma süresini doldurmadığından
işçi kıdem tazminatı alamayacak.
Ayrıca, kiralık
işçilerin boşta geçen süreleri için ödeme yapılmayacak. Yönetmelik kiralık
işçilerin kıdem ve ihbar tazminatlarına ilişkin belirsizliği gidermiyor.
Kiralık işçiler çalıştıkları dönemde
işyerindeki sadece sosyal hizmetlerden eşit muamele ilkesine göre yaralanacak.
Ekonomik haklardan eşit yararlanmaya ilişkin düzenleme yok. Kiralık işçilerin
sendikal örgütlenme, toplu pazarlık ve grev haklarına ilişkin belirsizlikler
sürüyor. Kiralık işçilerin hangi işkoluna göre örgütleneceği belirsizliğini
koruyor. Düzensiz ve belirsiz süreli çalışacak kiralık
işçilerin toplu iş sözleşmelerinin nasıl yapılacağı belirsiz. Yönetmelik grev
hakkı konusunda da açıklık getirmiyor. Kiralık işçilerin sendikalaşma, toplu
pazarlık ve grev haklarını mevcut sistem içinde kullanmaları neredeyse
imkansız.
Özel istihdam
büroları bir nevi işçi simsarlığı yapacak. Yaptıkları bu işin karşılığında da
belirli oranda para kazanacak.Tabii kiralık işçilerin ne kadarı kayıt altına
alabilecek orası muamma.
İşveren ile
bürolar pekala el altında anlaşıp kiralık işçiliği resmiyete dökmeyebilir. Hali
ile yüzde 31 düzeyinde olduğu belirtilen kayıt dışı istihdam daha da artabilir.
Zaten başı kayıt dışılıktan eni konu ağrıyan Türkiye için bu durum hiç de iyi
olmaz.
Sendikaların
ısrarla dile getirdiği gibi bu uygulamadan ötürü ülkenin her yanında “Modern
Köleler” mantar gibi çoğalabilir. Olumsuz
tablonun oluşmaması için işçi kiralamaya aracılık edecek büroların aralıksız
denetlenmesi gerekiyor.
Eğer gereği
gibi denetlenmez, başıboş bırakılıp, piyasada istedikleri gibi at oynatırlarsa
işte o zaman sendikalar haklı çıkar istihdamda kiralık işçilik egemen olmaya
başlar.
Her ne kadar
işsizliğin önlenmesine bir nebze katkı sağlasa da, kiralık işçiliği,
sendikaların deyimi ile “Modern Köleliği” yaygın hale getirecek gibi.
Tabii yasanın
işçiye ne denli yararı ya da zararı olacağını uygulama yaygınlaştıkça daha iyi
göreceğiz.
Bu arada CHP
bir süre önce yasanın iptali için Anayasa Mahkemesi’ne başvurmuştu.
Bakalım Yüce
Mahkeme bu konuda nasıl bir karar verecek?