Sayfalar

2 Haziran 2016 Perşembe

Madencinin Çilesi

Çalışma yaşamının en zor mesleğidir kömür işçiliği. 
Her babayiğidin olası tehlikeyi, kazayı, grizu patlamasını göze alamayacağı çileli maden emekçileri, bu riskleri bile bile yer altında, saatlerce gün yüzü görmeden kazma sallarlar.

Mesai bitiminde eve geldiklerinde aileleri “bugünü de kazasız belasız atlattık” diyerek gizliden gizliye sevinirler.  Çoğunun aldığı maaş asgari ücret, ya da bunun bir miktar üzerindedir.
Zonguldak’ta, Soma’da, Ermenek’te, Yeni Çeltek’de, Tunçbilek’te ve diğer bölgelerde kurtarıcı olarak sarılırlar işlerine. Çünkü yapacak başka bir iş yoktur buralarda. Ocakta iş bulabilenler şanslı sayarlar kendilerini.
Kaçak olsun, kayıtlı olsun hiç dert edinmeden  “ iş bulabildik” diye sevinerek inerler ocağa. Madencilik onlarla özdeşleşmiş, ayrılmaz bir ikili oluşmuştur.
 Mecburdurlar evin geçimini sağlamağa, çoluğunun çocuğunun nafakasını çıkarmaya. Onların aldığı para katıksız alın terinin karşılığı helal ücrettir.
Bu denli zor koşullarda özveriyle çalışan kömür emekçileri çoğu zaman ücretini ya zamanında alamaz, ya da eksik alır. Tıpkı Zonguldak- Kilimli’de ücretlerini alamadıkları gerekçesiyle ocakta açlık grevi yapan işçiler gibi.
Onların hakkı, emeği ödenmeyecek kadar değerli olmasına karşın özellikle kaçak ocak çalıştıran işverenler, aklınca uyanıklık yapıp ücretlerini vermez, mağdur eder onları.
Zonguldak’ta kömür emekçileri 10 günü aşkın sürdürdükleri açlık grevi ile bu çok önemli sorunu  Türkiye’ye duyurmaya çalıştı. Aslında onların feryadı tüm maden emekçilerinin sorununu ortaya koyuyordu.
İlk başlarda medyanın duyarsız yaklaştığı açlık grevi, işçilerin kararlı iradesi ile bir anda gündeme oturdu, Türkiye’nin haberi oldu.
Neyse ki alacakların ödenmesi sözü karşısında açlık grevine son veren işçiler, günlerce kendilerini bekleyen ailelerine sağ salim kavuştu. 11 günün sonunda alacakları elden ödendi.
Madencilerin, kömür emekçilerinin hala düzeltilmeyen çalışma koşulları, ücretlerinin ödenmemesi veya eksik ödenmesi,  kayıt dışı çalıştırılma gibi sorunlar yasalara karşın hala çözüm bekliyor.
Soma’da 301 işçinin yaşamını yitirdiği iş cinayetinin ardından, hayata geçirilen yasal düzenlemelerin bazı işverenler tarafından uygulanmadığı görülüyor.
O kazanın ardından çıkarılan yasa uyarınca işçilere iki asgari ücretin ödenmediği dile getiriliyor. Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) 176 sayılı sözleşmesinin 20 yıl sonra kabul edilmesine karşın denetimlerin yine savsaklandığı, kaçak işyerlerinin hala faaliyette olduğu, kural dışı fazla mesainin yaptırıldığı sendikalar tarafından açıklanıyor.
İddialar ocaklarda hala eski düzenin sürdüğünü, tehlikenin devam ettiğini, en önemlisi ücretlerin aksadığını ortaya koyuyor.
Eğer yasalar uygulanmayacaksa ne anlamı var?
Yasaların kesintisiz uygulanması, denetimlerin hakkıyla yerine getirilmesi gerekmez mi? Türkiye’yi Avrupa şampiyonluğuna taşıyan iş cinayetlerinin en çok meydana geldiği kaçak maden ocaklarının, kayıt dışı işçi çalıştırmanın üzerine kararlı şekilde gidilmesi gerekmez mi?
İlla Soma ve Ermenek’teki gibi kitlesel ölümlerin olması mı gerekiyor yasaların kağıt üstünde kalmaması için?
İşte Zonguldak-Kilimli’de 11 gün süren açlık grevi bu soruları bir kez daha hatırlattı. İyi ki hatırlattı.
Madencilerin açlık grevinin mesajı alınacak mı, yoksa yine unutulacak mı?

Dedim ya ölümle her an burun buruna olan kömür işçiliği en zor meslek. Onların hakkı öyle düşük ücretlerle ödenemez.   

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder