Sayfalar

17 Temmuz 2014 Perşembe

Tehlike Kapıda

Bir gün aşırı yağmur yağıyor her yeri sel alıyor, bir başka gün aşırı sıcaktan insanlar yanıyor, kavruluyor.

Bir gün önce aşırı sıcaktan kendini denize, havuza atarak serinlemeye çalışan insanlar, ertesi gün sel felaketi ile uyanıyor, bu kez selin getireceği yıkıma karşı korunmaya çalışıyor.

Artık mevsimleri zamanında, gereği gibi yaşayamıyoruz.

Ülkemizde son yıllarda iklimdeki bu değişiklikten ötürü aşırı yağış ve doğal afet sayısında ciddi artış var.

Dünyada olduğu gibi, ülkemizde de hava olaylarında yaşanan bu büyük değişim, insanlığı tehdit eder boyuta ulaştı.

Son yıllarda sel felaketlerinde yaşamlarını yitiren insan sayısının artması, kuraklığın yaygınlaşması, su havzalarının yok olması insanlığı gelecekte bekleyen tehlikenin birer işareti.

Adına ‘’El Nino (Yaramaz Çocuk) denilen bu iklim değişikliği, Türkiye’nin çok ciddi bir kuraklık tehlikesi ile karşı karşıya bulunduğunu açıkça gösteriyor. El Nino’nun etkisiyle Türkiye’de sıcak hava mevsim normallerinin 5-6 derece üzerinde seyrediyor.

İklim değişikliği ile yarı tropikal bir iklime doğru evrilen Türkiye bir hafta sıcaktan kavruluyor, diğer hafta gök gürültülü, şimşekli sağanak yağışların sonucunda can kayıplarına yol açan selleri yaşıyor.

Bilim insanlarına göre, ‘’Küresel İklim Değişikliği’’ diye de tanımlanan bu olumsuzluğun temelinde doğaya bırakılan karbon salınımı, yani karbondioksit var.

Karbon salınımı en çok sanayi kuruluşları tarafından gerçekleştiriliyor. Yani, çevreyi, doğayı, yeşili katleden karbon salınımına karşı, yeterli önlem alınmıyor. Bir de buna termik ve nükleer santralleri eklediğinizde yeşil bitki örtüsü karbon salınımı ile yok oluyor, ardından iklim değişikliği kendini gösteriyor.

İnsanlarımız da yaşadığı doğayı, çevreyi gözü gibi korumayıp, hor kullanınca ister istemez iklim değişikliği yaşanıyor, bir gün yanıyoruz, diğer gün her yeri sel götürüyor.

Rant uğruna ormanları yakılıyor, bitki örtüsünü yok ediyoruz ondan sonra da bu iklim değişikliğinden yakınıyoruz. Eğer sen doğayı korumaz, sevmezsen iklim değişikliği acımasız yüzünü böyle gösterir.

Kuraklıktan, susuzluktan başta tarım ürünleri olmak üzere temel gıda maddeleri kıtlaşıyor, fiyatları el yakıyor.

İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) öğretim üyesi Prof. Dr. Orhan Şen, Türkiye’de de El Nino’lu yılların başladığını, dünyada kuraklığın ve sıcak havanın egemen olacağını, doğal afetlerin artacağı uyarısında bulunuyor.

Orhan Şen, El Nino’nun Güney Pasifik’te deniz suyunun ısınması ile başladığını, deniz suyunun ısınmasıyla birlikte iklimin değiştiğini, bu değişimimin aşamalı olarak tüm dünyaya yayıldığını belirtiyor.

İnsanlığı bekleyen, kuraklığın, susuzluğun, iklim değişikliğinin daha da yaygınlaşmaması için çok ama çok ivedi önlemlere ihtiyaç var.

Karbon salınımını tetikleyen yatırımlardan tesislerden vazgeçmemiz, termik ve nükleer elektrik santralleri yerine, dereleri kurutmayan hidroelektrik santrallere, rüzgar ve güneşten elektrik üreten tesislere yönelmemiz şart.

Türkiye rüzgar ve güneşin potansiyelinden gereği gibi yararlanıp, elektrik üretemiyor. Elimizdeki potansiyeli uzaktan izliyoruz.. .

Ormanlarımızı, doğayı, akarsularımızı, su kaynaklarımızı çocuğumuz gibi korumalı, gözümüz gibi bakmalıyız.

İnsanlığı bekleyen tehlike kapıda.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder