Türk sineması bu yıl yüzüncü yaşını kutluyor. Fuat Uzkınay’ın 14 Kasım 1914’te çektiği ''Ayastefanos’taki Rus Abidesi’nin Yıkılışı’’ Türk sinemasının ilk filmi olarak kabul edilir. Uzkınay’ın filmi sinemamızın başlangıcı da sayılır.
Bir asırdır faaliyette bulunan Türk sinemasının seçkin filmleri, uluslararası yarışmalarda bugüne değin kazandığı çok sayıdaki ödüllerle, Türkiye’nin adından övgü ile söz ettirdi, dünyaya tanıttı, hepimizi gururlandırdı.
Bir asra sığan bu uzun yolculukta Türk sinemasının bugünlere ulaşmasında büyük emeği bulunanların başında, temele ilk harcı atan yönetmenler olarak bilinen Muhsin Ertuğrul ve Orhan Murat Arıburnu ile Ömer Lütfi Akad, Metin Erksan, Memduh Ün, Atıf Yılmaz, Ertem Eğilmez, Osman Fahir Seden yer almaktadır.
Bir asırdır faaliyette bulunan Türk sinemasının seçkin filmleri, uluslararası yarışmalarda bugüne değin kazandığı çok sayıdaki ödüllerle, Türkiye’nin adından övgü ile söz ettirdi, dünyaya tanıttı, hepimizi gururlandırdı.
Bir asra sığan bu uzun yolculukta Türk sinemasının bugünlere ulaşmasında büyük emeği bulunanların başında, temele ilk harcı atan yönetmenler olarak bilinen Muhsin Ertuğrul ve Orhan Murat Arıburnu ile Ömer Lütfi Akad, Metin Erksan, Memduh Ün, Atıf Yılmaz, Ertem Eğilmez, Osman Fahir Seden yer almaktadır.
Adları ölümsüzleşen bu yönetmenlerin çektiği, ''Bataklı Damın Kızı Aysel’’, ''Vurun Kahpeye’’, ''Kanun Namına’’, ''Gelin'', ''Diyet'', ''Düğün'', ''Kuyu'',''Yılanların Öcü'', ''Susuz Yaz'', ''Üç Arkadaş'', ''Canım Kardeşim'', ''Sevmek Zamanı'', ''Selvi Boylum Al Yazmalım'', ''Hababam Sınıfı'' yüz yaşındaki Türk sinemasının her daim gurur duyulacak baş yapıtlarıdır.
Bu kuşağın ardından Türk sinemasına damgasını vuran, ağırlıklı olarak siyasi içerikli filmler çeken Yılmaz Güney, Şerif Gören, Erden Kıral, Ertem Göreç , Zeki Ökten, Ömer Kavur , Yavuz Özkan, Yavuz Turgul gibi çok başarılı yönetmenlerin''Umut'', ''Arkadaş'', ''Sürü'', ''Yol'', ''Karanlıkta Uyananlar'', ''Maden'', ''Sen Türkülerini Söyle'', ''Kanal'', ''Derman'', '' Köprü'',''Kurbağalar'', ''Tomruk'', ''Eşkıya'' ve diğerleri uluslararası alanlarda sinemamızı başarıyla temsil eden, çok sayıda ödüller kazanan filmleridir.
Günümüzde ise Nuri Bilge Ceylan, Yeşim Ustaoğlu, Çağan Irmak, Derviş Zaim, Fatih Akın, Ferzan Özpetek, Semih Kaplanoğlu, Zeki Demirkubuz, Mahmut Fazıl Coşkun, Reha Erdem, Pelin Esmer, Özcan Alper, Tolga Örnek ve diğer genç yönetmenler, ustalarından aldığı bayrağı ileriye taşıyor, ülkemizi ve sinemamımızı gururla dünyaya tanıtıyor.
-Yıldız Oyuncular-
Türk sineması yüzyıl gibi çok uzun bir yolculukta başarılı ve yetenekli yönetmenlerin yanı sıra, oynadıkları filmlerle efsaneleşen oyuncularıyla da dikkati çekmektedir.Muhsin Ertuğrul’un ''Bataklı Damın Kızı Aysel'' filmindeki başarısı hala konuşulan Cahide Sonku ve Muhterem Nur, Leyla Sayar, Neriman Köksal, Suzan Avcı Türk sinemasının unutulmaz kadın oyuncuları olarak hala belleklerdeki canlılığını korumaktadır.
Belgin Doruk, Nebahat Çehre ile ‘’Dört Yonca’’ olarak nitelendirilen Türkan Şoray, Hülya Koçyiğit, Fatma Girik, Filiz Akın da sinemaya damgasını vuran, Yeşilçam ile bütünleşen çok başarılı yıldız oyunculardır.
1980’ler sonrasında ise başta Müjde Ar olmak üzere Hülya Avşar, Hale Soygazi de oynadıkları cesur filmlerle öne çıkan, sinemamızın ''Amazon'' aktiristleridir.
Bu kuşağın ardından Türk sinemasına damgasını vuran, ağırlıklı olarak siyasi içerikli filmler çeken Yılmaz Güney, Şerif Gören, Erden Kıral, Ertem Göreç , Zeki Ökten, Ömer Kavur , Yavuz Özkan, Yavuz Turgul gibi çok başarılı yönetmenlerin''Umut'', ''Arkadaş'', ''Sürü'', ''Yol'', ''Karanlıkta Uyananlar'', ''Maden'', ''Sen Türkülerini Söyle'', ''Kanal'', ''Derman'', '' Köprü'',''Kurbağalar'', ''Tomruk'', ''Eşkıya'' ve diğerleri uluslararası alanlarda sinemamızı başarıyla temsil eden, çok sayıda ödüller kazanan filmleridir.
Günümüzde ise Nuri Bilge Ceylan, Yeşim Ustaoğlu, Çağan Irmak, Derviş Zaim, Fatih Akın, Ferzan Özpetek, Semih Kaplanoğlu, Zeki Demirkubuz, Mahmut Fazıl Coşkun, Reha Erdem, Pelin Esmer, Özcan Alper, Tolga Örnek ve diğer genç yönetmenler, ustalarından aldığı bayrağı ileriye taşıyor, ülkemizi ve sinemamımızı gururla dünyaya tanıtıyor.
-Yıldız Oyuncular-
Türk sineması yüzyıl gibi çok uzun bir yolculukta başarılı ve yetenekli yönetmenlerin yanı sıra, oynadıkları filmlerle efsaneleşen oyuncularıyla da dikkati çekmektedir.Muhsin Ertuğrul’un ''Bataklı Damın Kızı Aysel'' filmindeki başarısı hala konuşulan Cahide Sonku ve Muhterem Nur, Leyla Sayar, Neriman Köksal, Suzan Avcı Türk sinemasının unutulmaz kadın oyuncuları olarak hala belleklerdeki canlılığını korumaktadır.
Belgin Doruk, Nebahat Çehre ile ‘’Dört Yonca’’ olarak nitelendirilen Türkan Şoray, Hülya Koçyiğit, Fatma Girik, Filiz Akın da sinemaya damgasını vuran, Yeşilçam ile bütünleşen çok başarılı yıldız oyunculardır.
1980’ler sonrasında ise başta Müjde Ar olmak üzere Hülya Avşar, Hale Soygazi de oynadıkları cesur filmlerle öne çıkan, sinemamızın ''Amazon'' aktiristleridir.
Neredeyse Türk sinemasının ilk erkek oyuncuları kabul edilen Talat Artemel, Cahit Irgat, Agah Hün’ün ardından gelen Sadri Alışık, Ayhan Işık, Fikret Hakan, Ahmet Mekin, Eşref Kolçak, Ekrem Bora, Hulusi Kentmen, Vahi Öz, Erol Taş, Tuncel Kurtiz, ödül avcısı filmlerde canlandırdıkları karakterlerle adeta özdeşleşerek günümüzde de hala övgü ile anılmaktadır.
Çektiği sosyal içerikli filmlerle yeni bir çığır açan, seyirciyi politik sinemayla tanıştırıp bu alanda devrim yapan, her yapıtında verdiği mesajlarla toplumu aydınlatmayı görev üstlenen, istediklerinin tamamını gerçekleştiremeden erken yaşta aramızdan ayrılan Yılmaz Güney’in boşluğu ne yazık ki hala doldurulamadı, doldurulacak gibi de görünmüyor.
''Malkoçoğlu'', ''Kara Murat'' filmlerinin kahramanı Cüneyt Arkın ile ''Tarkan'', ''Karaoğlan'' karakterlerini beyazperdede canlandıran Kartal Tibet, sinemaseverin her daim sevgisini kazanan emekçilerdir.
Hababam Sınıfı'nın ''Ferit''i Tarık Akan, ''İnek Şaban''ı Kemal Sunal ile Kadir İnanır, Şener Şen Türk sinemasının yüz akları ve unutulmazlarıdır.
Günümüzde de pek çok film ve dizilerde rol alan oyuncular arasında, yetenekleri ile öne çıkan, umut vaat edenler sinemamızın geleceği adına umutlandırıyor.
Çektiği sosyal içerikli filmlerle yeni bir çığır açan, seyirciyi politik sinemayla tanıştırıp bu alanda devrim yapan, her yapıtında verdiği mesajlarla toplumu aydınlatmayı görev üstlenen, istediklerinin tamamını gerçekleştiremeden erken yaşta aramızdan ayrılan Yılmaz Güney’in boşluğu ne yazık ki hala doldurulamadı, doldurulacak gibi de görünmüyor.
''Malkoçoğlu'', ''Kara Murat'' filmlerinin kahramanı Cüneyt Arkın ile ''Tarkan'', ''Karaoğlan'' karakterlerini beyazperdede canlandıran Kartal Tibet, sinemaseverin her daim sevgisini kazanan emekçilerdir.
Hababam Sınıfı'nın ''Ferit''i Tarık Akan, ''İnek Şaban''ı Kemal Sunal ile Kadir İnanır, Şener Şen Türk sinemasının yüz akları ve unutulmazlarıdır.
Günümüzde de pek çok film ve dizilerde rol alan oyuncular arasında, yetenekleri ile öne çıkan, umut vaat edenler sinemamızın geleceği adına umutlandırıyor.
-Sömürülen Sinema Emekçileri-
Bir yandan Türk sinemasının yüzüncü yaşına ulaşması sevindirirken, diğer yandan sinema emekçilerinin ötelenemez sorunlarının çözülememesi, hak ettikleri ilgiyi görememeleri de o denli üzücü.
Tüm vaatlere karşın çözülemeyen öyle büyük bir sorun var ki, kanayan bir yara olarak hala ortada duruyor.
Türk sinemasının temel sorunu özellikle alt rollerdeki oyuncuların, set emekçilerinin sigortasız, çok düşük ücretle, gece gündüz demeden çalışmaları, emeğinin karşılığını alamamalarıdır.
Sigortasız çalıştıklarından yaşlandıklarında emekli aylığını bile hak edemeyen, yoksul yaşayan, sağlığında yeterli ilgiyi görmeyen emektar oyuncular, set emekçileri, ancak kahve köşelerindeki ölümleri ile medyada haber olunca anımsanabiliyor.
Nitekim, Türk sinemasına çok büyük katkıları olan ''Devlet Sanatçısı'' Fikret Hakan, ''Aldığım 700 liralık emekli maaşı ile geçinemiyorum'' diyerek bu temel sorunu bir kez daha gündeme getirdi.
Sinema işkolunda sendikaların varlığına karşın ortadan kaldırılamayan sömürü düzeni yüz yaşındaki Türk sinemasına hiç ama hiç yakışmıyor.
Tüm vaatlere karşın çözülemeyen öyle büyük bir sorun var ki, kanayan bir yara olarak hala ortada duruyor.
Türk sinemasının temel sorunu özellikle alt rollerdeki oyuncuların, set emekçilerinin sigortasız, çok düşük ücretle, gece gündüz demeden çalışmaları, emeğinin karşılığını alamamalarıdır.
Sigortasız çalıştıklarından yaşlandıklarında emekli aylığını bile hak edemeyen, yoksul yaşayan, sağlığında yeterli ilgiyi görmeyen emektar oyuncular, set emekçileri, ancak kahve köşelerindeki ölümleri ile medyada haber olunca anımsanabiliyor.
Nitekim, Türk sinemasına çok büyük katkıları olan ''Devlet Sanatçısı'' Fikret Hakan, ''Aldığım 700 liralık emekli maaşı ile geçinemiyorum'' diyerek bu temel sorunu bir kez daha gündeme getirdi.
Sinema işkolunda sendikaların varlığına karşın ortadan kaldırılamayan sömürü düzeni yüz yaşındaki Türk sinemasına hiç ama hiç yakışmıyor.
Burada asıl görev Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na düşüyor. Bakanlık sektördeki sömürüyü sıkı denetim, yaptırım ve yasal düzenleme ile önlemelidir.
Çağdaş toplum olmanın öncelikli koşulu sanata ve sanatçıya değer vermek, hakkını teslim etmektir.
Çağdaş toplum olmanın öncelikli koşulu sanata ve sanatçıya değer vermek, hakkını teslim etmektir.
Nice yüz yıllara Türk sineması.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder