Sayfalar

24 Mart 2016 Perşembe

Kirpinin Kaç İğnesi Var?

Günümüzde iş artık aslanın ağzında değil midesinde.

Milyonlarca kişi iş sahibi olabilmek için koşuşturup duruyor, çalmadık kapı bırakmıyor. Hele üniversite mezunu gençlerin iş sahibi olamaması kendileri kadar ailelerini de her geçen gün umutsuzluğa itiyor.


Ülkemizde iş alanları kısıtlı. Özel sektörde de, kamuda da iş sahibi olabilmenin yolu, yetenek, bilgi, birikim, yabancı dilden öte bir tanıdığın olmasından, moda deyimle referanstan, yani torpilden geçiyor.

Artık kanıksanan işsizlik, TÜİK’in açıkladığı rakamlara göre her ay artıyor. Son verilere göre işsizlik oranı yüzde 10.8 olarak gerçekleşti.
Yaygın işsizlik karşısında kamuda olsun, özel sektörde olsun asgari ücretle bile çalışmaya aday yüz binlerce genç mevcut ülkede.
Bu gençler arasında iş bulabilen, yıllarca emek harcadığı eğitimin karşılığını alabilenler şanslı sayıyor bir anlamda kendini. Kamuda işe girebilmek, devlet güvencesinde istihdam edilebilmek için kurumların açtığı sınavlarda ter döküyor bu gençler.

Bu sınavlarda, özellikle sözlü sınavlarda öylesine ilginç,ilgisiz, insanın aklına gelemeyecek sorular soruluyor, yanıtı isteniyor. Deyim yerinde ise deveye hendek atlatmaktan bile bir hayli zor bu soruların yanıtını bulabilmek.
Geçenlerde Adalet Bakanlığı’nın düzenlediği Adli Yargı Yazı İşleri ve İdari İşler Müdürlüğü sözlü sınavında akla gelemeyecek, alakasız, ilginç, mevzuattan uzak sorular soruldu, yanıtı istendi adaylardan.

Adli ve idari yargı mevzuatıyla  hiçbir bağlantısı olmayan bu sorular karşısında aday memurlar tam bir şok yaşadı. Medyaya da yansıyan sorular inanın kimsenin aklına gelmeyecek, kırk yıl düşünseniz sorulacağını tahmin etmeyeceğiniz nitelikte.

Bugün pazar biraz gülebilmeniz için işte o ilginç sorular ve yanıtı.
Bir kirpinin yaklaşık kaç tane iğnesi vardır?  (5bin-7 bin). Pinpon topunun ağılığı ne kadardır? (2.7 gram). Halkı cimri olarak bilinen ülke hangisi? (İskoçya). Açlığa en fazla dayanabilen hayvan hangisidir? (Kaplumbağa).  Mor’un Süryanice karşılığı nedir? (Aziz).  Bonanza dizisi hangi yıl çekildi? (ABD’de 12 Eylül 1959’dan 16 Ocak 1973’e dek yayınlandı).

Atatürk’ün atlarının isimleri? (Sakarya ve Çankaya). Atatürk’ün köpeklerini isimleri ? (Alp, Alber ve Foks). Atatürk’ün cenaze namazını kim kıldırdı? ( Prof. Dr.Şerafettin Yaltkaya). Necip Fazıl Kısakürek’in hocası kimdir? (Seyyid Abdulhakim-i Arvasi). İHH Başkanı kimdir? (Bülent Yıldırım).

Mehmet Akif’in öldüğü apartmanın ismi ne? (Mısır Apartmanı). Yurtdışına seyahate çıkan ilk Osmanlı padişahı kim? (Abdülaziz). Saat yönünde dönen gezegen hangisi? (Venüs). En çok hadis rivayet eden sahabe? (Ebu Hurraye). Plastik para birimine geçen ilk ülke hangisi? (Kanada).

Bu sorularla karşılaşan aday memurlar haliyle bir hayli şaşırdı. Şaşırmasın da ne yapsın?
Kirpi iğnesinin, pinpon topu ağırlığının, Bonanza dizisinin, İHH Başkanının, Necip Fazıl’ın hocasının, yurt dışına giden ilk Osmanlı padişahının, Atatürk’ün köpekleri ve atlarının isimlerinin adli mevzuatla ne ilgisi var Allah aşkına?

Bu akıl almaz soruları yanıtını bilebilmek ne yazık ki sözlü sınavı kazanmaya yetiyor.  Yazılı sınavda yüksek not almasına karşılık, sözlüde bu ilginç soruları yanıtlayamayarak elenen adaylar haklı olarak hukuk savaşı başlatarak, hakkını yargıda aramaya koyuldu.

Adaylar, bulundukları İdare Mahkemeleri’ne başvurarak yürütmenin durdurulmasını, yani sözlü sınavın iptalini istedi. Adaylar, yazılı sınavda düşük not alanların mülakat sonuçlarının yükseltilerek atamalarının yapıldığını savunuyor.

Hiç akla gelmeyecek, bu ilginç soruları yanıtlayabilir misiniz? Ya da çocuklarınız, yakınlarınız ilk kez karşılaşacağı bu sorulara doğru yanıt verebilir mi?


Sahi kirpinin kaç iğnesi var?

7 Mart 2016 Pazartesi

İşçi Simsarlığı

Geçtiğimiz günlerde TBMM’ye sevk edilen özel istihdam büroları
aracılığı ile esnek çalışma modelini getiren yasa tasarısı alt
komisyonda görüşülüyor.


Çalışma yaşamında bir takım kuralları baştan sona değiştirecek
düzenlemenin hayata geçmesiyle resmen kiralık işçi dönemi başlayacak.

İşçi sendikalarının, “modern kölelik”, “işçi simsarlığı” diye
nitelendirdiği düzenleme ile işverene işçi kiralayacak özel istihdam
bürolarının önü açılacak.

İlk olarak TBMM Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu’nda
ele alınan daha sonra alt komisyona gönderilen yasa tasarısının Genel
Kurulda görüşülmesi sırasında bir hayli tartışma yaşanacağı kuşkusuz.

Çalışma yaşamında bugüne dek görülmeyen ve ilk kez denenecek “esnek
çalışma” modeline ilişkin yasanın işçiye yarar mı yoksa zarar mı
getireceği uygulanması ile ortaya çıkacak.

Ancak şimdiden şunu söyleyebiliriz. İlk kez uygulanacak bu sistemle
işçinin emekli olabilmesi, kıdem tazminatına hak kazanabilmesi bir
hayli zorlaşacak.

Sendikalar ve akademisyenler resmen işçi simsarlığı döneminin
başlayacağını, hükümetin işsizliğin ilacı olarak gördüğü yasal
düzenlemenin bu soruna çözüm olamayacağını bildiriyor.

Yasa neler getirecek onlara göz atalım.

İş arayan işçiler ile işçi arayan işverenler özel istihdam bürolarına
başvuracak. Bürolar işçiyi kiralayan işveren ile işçi arasında iş
sözleşmesi imzalayacak İşveren bunun karşılığında bürolara belli
tutarda para ödeyecek. Büro bu paradan işçinin ücretini öderken, bir
bölümünü de komisyon olarak alacak.

Kiralık işçi çalıştıranlar iş hukukuna göre işçinin işvereni
olmayacak, ancak işçiye talimat verebilecek. İşçinin ücreti ve sosyal
hakları ile vergi, prim ödemelerini özel istihdam büroları üstlenecek,
işverenliği işçinin kiralık çalıştığı süreyle sınırlı olacak.

Hamilelik, askerlik, yıllık izin ve hastalık hallerinde işçinin iş
sözleşmesinin askıya alındığı durumlarda bu hallerin devamı süresince,
mevsimlik tarım işlerinde ve ev hizmetlerinde ise süre sınırı
olmaksızın kiralık işçilik uygulaması yapılabilecek.

İşletmenin iş hacminin öngörülemeyen ölçüde artması, dönemsel iş
artışları ve aralıklı olarak gördürülebilecek işlerde de kiralık işçi
çalıştırılabilecek. Bu hallerde yapılacak kiralık işçi uygulaması dört
ayı geçemeyecek, ancak iki kez yenilenebilecek.

Kiralık işçi sayısı toplam işçi sayısının dörtte birini geçemeyecek.
On veya daha az işçi çalıştırılan işyerleri de dörtte bir oranında
işçi kiralayabilecek.

İş yasasının 11 ve 12. maddeleri belirli süreli iş sözleşmesini zaten
düzenliyor. Belirli süreli işlerde veya belli bir işin tamamlanması
veya belirli bir olgunun ortaya çıkması gibi durumlarda işverenler
geçici işçi çalıştırabiliyor.

Özellikle yıllık ücretli izin ve hastalık durumlarında yeni bir
sipariş alınması, iş hacminin aniden artması halinde yine işverenler
geçici işçi çalıştırabiliyor.

İş yasasında belirli süre işçi çalıştırmaya yönelik hükümler varken
yeni bir esnek-güvencesiz çalışma biçimine neden gerek duyulduğu
yanıtını arayan bir soru olarak ortada duruyor.

Ancak işlevleri aynı olsa da belirli süreli işçi çalıştırılması ile
kiralık işçilik arasındaki en önemli fark, belirli süreli işçi
çalıştıran işverenle iş sözleşmesi yapılırken, kiralık işçilik ile onu
çalıştıran işverenin hukuki bir ilişkisi yok. Burada kiralık işçinin
muhatabı özel istihdam büroları olacak.

Anlayacağınız yasa tasarısı özel istihdam bürolarının kurulmasına
olanak tanıyor. İşçi sendikalarının da belirttiği gibi bu bürolar
resmen işçi simsarlığı yapacak.

Buna benzer yasa 2009 yılında çıkmış, işçi sendikalarının tepkisi
üzerine dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından veto edilmişti.

Sendikaların şiddetle karşı çıktığı yasayı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip
Erdoğan da veto eder mi? Önümüzdeki günlerde göreceğiz.